Makâm-ı İlliyyîn: Cennet.
Bir ma’sûm (günâhsız, suçsuz) çocuk hasta olup, ölüm döşeğine girdiğinde, makâm-ı İlliyyîn, onun makâmı olur. Oradan üç yüz altmış melek gelip, saf saf olup o çocuğun karşısında dururlar ve; “Yâ ma’sûm çocuk! Müjdeler olsun sana, bugün öyle bir gündü r ki, geçmiş olan, anaların ve dedelerinin ve cümle komşularının günâhlarının affı için Hak teâlâdan dile (iste)” derler. (İmâm-ı Gazâlî)
Sözlükte “yükselmek” anlamındaki ulüv (alâ) kökünden türeyen ve “üst makam, yüksek derece” mânasına gelen illiyy kelimesinin çoğuludur (illiyyûn > illiyyîn). Kur’ân-ı Kerîm’in bir sûresinde geçen illiyyîn iyilerin kitabının bulunduğu yer olarak zikredilir ve bu yer yazıların kaydedildiği, ayrıca Allah’a yakın olan kulların müşahede ettiği şey olarak yorumlanır (el-Mutaffifîn 83/18-21). Bazı dil âlimleri, kelimenin çoğul yapısından hareketle bunun yüce bir mekân ve makamdan ziyade buraya ulaşan kimseleri ifade ettiğini söylemişlerse de (meselâ bk. Râgıb el-İsfahânî, “ʿalâ” md.) müfessirler bu görüşe katılmamıştır. Müfessirler illiyyînin yüksek bir mekân olduğunu söylemiş, ancak bunun yeri konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir.