Mâlik-ül-Mülk: Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Yaratılmışların ve onlarda bulunan her şeyin sâhibi olan.
Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
(Habîbim) de ki: “Ey Mâlik-ül-mülk olan Allah’ım! Sen mülkü kime dilersen ona verirsin, mülkü kimden dilersen ondan alırsın. Kimi dilersen onun kadrini yükseltir, kimi dilersen onu alçaltırsın. Hayır yalnız senin elindedir. Şüphesiz ki sen, her şeye hakkıyla kâdirsin. (Âl-i İmrân sûresi: 26)
Kim Mâlik-ül Mülk ism-i şerîfine devâm ederse, Allahü teâlâ ona çok mal ve mülk ihsân eder. Onu kimseye muhtaç etmez. (Yûsuf Nebhânî)
Malik: kökünden türeyen ism-i faildir. Kelime olarak; sahip, istila etmek, hükmetmek, melik olursa emir sahibi, hükümran, yönetici, hükümdar gibi manalara gelir.
Mülk: ise üzerinde tasarruf yetkisi bulunan şeye denir.
Yaklaşık olarak aynı manaya gelen “meleküt” ise sadece Allah (c.c)’ın mülkünü ifade eder. Her Melik, Malik’tir ancak her Malik Melik değildir. Çünkü Meliklik zevil ukul (akıl sahibi) varlıklara mahsustur Melik ismi Malik ism-i failinin mübalağalı şeklidir. Ancak Melik ism-i şerifi yukarıda izah edilmişti. Buradaki konumuz Malik-ul Mülk’tür.
Yüce Allah’ın sıfatı olarak Malik-ul Mülk; bütün varlıkların sahibi, bütün melekütun tasarruf yetkisi elinde olan dünya ve ahirette bütün alemleri yöneten, dilediğini yapan ve dilediği şekilde hükmedendir.