Ma’nevî Huzûr: Allahü teâlâyı anarak emirlerini yapıp, yasaklarından kaçınmak sûretiyle kalbde meydana gelen rahatlık.
Kalbler, Allahü teâlâyı zikr ederek, mânevî huzûra kavuşur. (İmâm-ı Gazâlî)
Mü’min dünyada ibadetin külfetine, imanın üzerine yüklediği vazifeye kendisini uydurmakla imtihanı kazanabilecektir.
Onun dünyadaki küçük hata ve günahlarına Cenab-ı Hak birtakım belâ ve musibetleri musallat ederek affına vesile yapmaktadır. Hatta bir hadis-i şerifte
“Ayağına batan dikene varıncaya kadar, mü’mine eza veren her şey onun günahlarının silinmesine ve manevî makamının artmasına birer vesile”
olduğu buyurulmaktadır.Bu bakımdan dünya mü’min için bir nevi ceza ve imtihan yeri olmaktadır. Ebedî saâdete nisbetle hayatı, görünürde meşakkat ve sıkıntı ile geçtiğinden “Dünya mü’minin zindanıdır.” buyurulmuştur. Bunun için, mü’min zahiri sıkıntılarına aldırmaksızın Allah’ın çizdiği hayat programı içinde kalmaya, haram dairesine girmemeye çalışmalıdır. Aslında “Cennet ucuz olmamakla beraber” helâl dairesinde kalmakla kazanılan ebedî saadet de o kadar pahalı değildir.