Mehr-i Muaccel: Miktarı tesbit edilen (belirlenen) ve nikâh sırasında erkeğin evleneceği kadına peşin olarak ödemesi gereken altın, gümüş, kâğıt para veya herhangi bir mal yâhut bir menfaat.
Mehr-i muaccelin verilmesi, nikâh yapılınca vâcib olur. (Abdurrahmân Cezîrî)
Zevci (kocası) ölen kadın mehr-i muaccelin bir kısmını almadığını söylerse, bunu mîrâstan alır. (İbn-i Âbidîn)
Mehr-i muaccel, çehiz masrafı olarak düğünden önce verilir. (Feyzullah Efendi)
Nikâh yapılırken, muaccel ve müeccel mehrlerin miktarları tesbit edilir. Bir kağıda yazılıp dâmâd ve mevcûd (bulunan) iki şâhid imzâlayıp zevceye (hanıma) teslim edilir. (Abdullah Mûsulî)
Eşlerin miktarını belirledikleri mehir, nikâh akdi sırasında ödenebileceği gibi, sonraki bir tarihte de ödenebilir. İşte akit sırasında peşin olarak ödenen mehre “mehr-i muaccel (peşin mehir)” denir. Eşler, mehrin miktarını belirlemekle birlikte, ödeme şeklini tesbit etmemişlerse, peşin ödenecek miktar örfe göre belirlenir. Örf, tamamının peşin veya ileride ödenmesi yahut bir bölümünün, örneğin üçte birinin veya yarısının peşin, geri kalanının sonradan verilmesi şeklinde meydana gelmişse buna göre hareket edilir. Çünkü mehrin ödeme şekli üzerindeki örf, aksi kararlaştırılmadıkça eşler arasında şart koşulmuş gibidir. Hadiste; “Müslümanların güzel gördüğü şeyler Allah nezdinde de güzeldir” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 379) buyurulmuştur.
Bazı fakihler, zifaftan önce kadına mehrin bir kısmını vermeyi müstehap görürler. Bu konuda, Hz. Ali`nin, Fâtıma (r.anhâ) ile evlenirken zifaftan önce mehir olarak zırhını vermesi uygulamasına dayanırlar. Bu evlilik Medine`de, Hicret`in ikinci yılında vuku bulmuş ve mehrin ödenmesi konusunda Medîne örfüne uyulmuştur (M. Muhyiddîn Abdülhamîd, el-Ahvâluş-Şahsiyye, s. 140, 141).
Bugün Mısır`da geçerli olan örfe göre, genel olarak, mehrin üçte ikisi peşin alınır. Fas`ta ise mehrin yarısı peşin ödenir (Halil Cin, Islâm ve Osmanlı Hukukunda Evlenme, Ankara 1974, s. 218).