MEMLÛK: Hür olmayan insan. İslâm hukûkunda harbde esir alınıp, İslâm memleketine getirilen kimse, köle. (Bkz. Köle)
Köle, hukukî muâmele ve tasarruflara konu olabildiği için bir yönüyle “mal” sayılırken, iman, ibadet, muâmelât ve ceza hukuku alanındaki sorumluluk ve yükümlülükleri dikkate alındığında “edâ” ve “vücûb” ehliyeti kısıtlanmış kendine özgü bir insan statüsündedir. Velâyet, şahitlik ve kaza görevinden âciz olması ve mülk edinememesi köleliğin ehliyet arızası yönünü güçlendirir.
Köleliğin tarihi çok eskilere uzanır. Eski Mısır ve Yakın Doğu’da savaş esiri kölelerle, komşu kabile veya kavimlerden kaçırılan insanlar, babaları veya başka yakınları tarafından köle diye satılan çocuklar ve borçlarına veya işledikleri bazı suçlarına karşılık köle statüsüne geçirilen insanlar büyük bir sayıya ulaşmaktadır.
Tevrat’ta kölelikle ilgili bazı hükümler yer almıştır. Kişinin borcuna karşılık kendisini köle olarak satması (Levililer, 35:39), alacaklıların, mal bırakmadan ölen borçlunun çocuklarını köle edinebilmesi (II. Krallar, 4:1-7), bir kimsenin kendi öz kızını satabilmesi bunlar arasında sayılabilir. Tevrat’ta, köle azadı ile ilgili bir hüküm yer almamıştır. Ancak efendisi tarafından gözü kör edilen veya dişi kırılan yahudi olmayan kölenin hürriyetine kavuşacağından söz edilir (Çıkış, 21:26). İncil’de de köle âzâdından söz edilmez. Kiliseler, köleliği tarihi bir olay olarak kabul etmişlerdir.