MUKADDES: Mübârek, kutsal. Ayb, çirkin ve kötü şeylerden uzak; temiz.
Ey ihlâsla Allahü teâlânın yolunda bulunmak arzûsunda olan sâdık talebe! Zâhir ve bâtınını (dışını ve içini) temizle. Bu temizlik olmadıkça mukaddes ve ulvî yüksekliklere ulaşılamaz. (Necmeddîn-i Kübrâ)
Mukaddes dînimizi, şanlı ve şerefli ecdâdımızın mübârek elleri ile yazdıkları hâlis ve afif (temiz) kitaplarından okuyup öğrenmelidir. (M. Sıddîk Gümüş)
“Kutsal” kelimesi Arapça olarak “mukaddes” demektir. Mukaddes ise, mübarek, kutlu ve temiz şeyler; Allah Teâlâ ile ilgili olan ve manevî bir büyüklüğü bulunan kutsal, pak değerler, anlamına gelir. Cenab-ı Allah ve O’nun isimleri, kitapları ve peygamberleri kutsaldır. Din, îman, ibadetler, Kâbe, cami ve mescitler ve bunlarla ilgili olan her şey de mübârek ve kutsaldır.
Mukaddesâta saygı göstermek bütün Müslümanların kaçınılmaz görevleri arasındadır. Bu saygının şekli mukaddesâtın hüviyetine göre değişir. Cenâb-ı Hakk’ın mübârek isimlerinden biri anıldığında “celle-celâlühû” veya “teâlâ” gibi bir ifade kullanmak, Kur’ân’ı abdestli olarak ele almak, hayırlı her işe besmele ile başlamak, Peygamberimizin (sas) ismi okununca salât-ü selâm getirmek, diğer peygamberlerin ismi geçince “aleyhisselâm”, bir sahâbeden bahsedildiğinde “radıyallahü anh” demek, İslâm terbiyesinin gereğidir.