MÜRSEL: Şerîatle (yeni bir din ile) gönderilen peygamber. (Bkz. Mürselîn)
Tabîinden birinin senedinde sahabeyî zikretmeksizin doğrudan doğruya Hz. Peygamber’in adını anarak rivayet ettiği hadis.
Zayıf hadîs kısımlarından biridir. Muhaddislere ve usul alimlerine göre ayrı ayrı tarifi yapılmıştır.
Muhaddislerin genel tarifine göre mürsel hadis, isnâdında sahabî râvisi düşmüş olan hadistir. Tabiun neslinden birisinin hadis aldığı sahabî ravînin adını anmadan, onu atlayarak doğrudan doğruya “Rasûlüllah (s.a.s.) buyurdu ki…” diyerek rivâyet ettikleri hadislere “mürsel” denilmiştir. Usul alimleri kelimenin sözlük anlamını ele alarak, onunla “munkatı”, hattâ “mu’dal” arasında hiç bir ayırım yapmazlar (Suyûtî, Tedrîbu’r-Râvî, Nev. Abdulvehhab Abdullatif, Medine, 1972, s. 196).
Hadis âlimlerinden Hatîb el-Bağdâdî de mürsel hadisin tarifinde usul alimlerinin görüşünü paylaşmaktadır (Hatib el-Bağdadî, el-Kifâye fi İlmi’r-Rivâye, Nşr. Ahmed Ömer Hâşim, Beyrut, 1985 s. 423).
Muhaddisler “mürsel” lafzını Tabiun’un Hz. Peygamber(s.a.s.)’den rivayet ettikleri hadislere tahsis etmişlerdir. Fukaha ve usulcüler ise, bunu daha genel anlamda kullanarak munkatı hadisleri de bu kapsama almışlardır (Talat Koçyiğit, Hadis Istılahları, Ankara 1980,s. 292).
Mürsel hadisin zayıf sayılmasının sebebi, senedinin muttasıl olmayışıdır.
“Mürsel” adını alışının sebebi de, ravisinin onu Rasul-i Ekrem(s.a.s.)’den dinlemiş olan sahabîyi söylemeden doğrudan doğruya Rasulullah (s.a.s.)’a bağlamasıdır (el-Emîr es-San’ânî, Tavzihu’l-Efkâr (Nşr. Muhammed Muhyiddin Abdulhamid, Kahire, 1366, s. 284).