MÜTEVELLÎ: Bir vakfın işlerini şer’î (dînî) hükümler ve vakf şartları dâiresinde idâre etmek üzere, vakfeden veya hâkim tarafından tâyin edilen kimse.
Mahalle câmisinin gelirini toplaması, tâmirini, masraflarını idâre etmesi için mahalle halkının bir mütevellî tâyin etmesi câiz ve lâzımdır. (İbn-i Âbidîn)
Vakf eden kimse bir mütevellî tâyin edip, malı buna teslim eder. Bir vakfın bir nâzırı ve bir mütevellîsi olsa, mütevellî, nâzırın haberi olmadan bir şey yapamaz. (İbn-i Âbidîn)
Genel olarak İslâm hukukçuları mütevelliyi iki kısma ayırmışlardır. Birincisi, vâkıf(malı vakfeden kişin)in kurmuş olduğu vakfın idaresini yürütmek üzere tayin ettiği kişidir. Vakfeden kişi, kimi mütevelli olarak tayin etmişse, fakihlerin ittifakına göre onun mütevelliliği kabul edilir. Diğeri ise, vâkıf tarafından mütevelli tayin edilmediği takdirde, kurulan o vakfın mütevellisi hâkim veya hâkim’in tayin ettiği kişidir (İbn Abidin, Reddü’l-Muhtar, IV, 421; Ömer Nasûhî Bilmen, Hukuki İslâmiyye ve Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu, İstanbul 1976, V, 287).
Mütevelli birden fazla olduğu zaman, mütevelli heyetini oluştururlar. Mütevelli’ye “kayyım” “mütekellim alel-vakf (vakf’ın idâresi hakkında söz sahibi)” ve “nâzır” da denmektedir. “Mütekellim ale’l-vakf” tabirinin “mütevelli”nin eş anlamlısı olduğunda ihtilâf yoktur. Diğerleri ise tartışılmıştır (İbn Abidin, IV, 458; Ahmet Akgündüz, İslâm Hukukunda ve Osmanlı tatbikatında Vakıf Müessesesi, Ankara 1988, s. 225).