Mutlak Su: Yaratıldıkları hâl (durum) üzere bulunan sular. (Bkz. Mâ-i Mutlak)
Yağmur, kar, deniz, göl, kuyu ve ırmak suları mutlak sular olup, hem temiz hem de temizleyicidir. İçilir, abdest ve gusl alınır. (İbn-i Âbidîn)
Kur`ân-ı Kerim`de bütün suların ilk kaynağı olan yağmur suyunun temizliğine şöyle işaret edilir: “Biz gökten tertemiz bir su indirdik” (el-Furkan, 25/48). Yeryüzünde canlıların ihtiyacını karşılayacak ölçüde suyun bulunduğu ayetlerde şöyle belirlenir: “Biz gökten belli ölçüde su indirdik de onu yeryüzünde durdurduk. Şüphesiz biz onu gidermeye de kadiriz” (el-Mü`minûn, 23/18). “(Biz gökten suyu), ölü bir yere hayat verelim ve yarattığımız nice hayvanları ve insanları sulayalım, diye (indirdik)” (el-Furkan, 25/49). Hz. Peygamber, Medîne kuyularının suyu ile abdest almış ve su hakkında şöyle buyurmuştur: “Su temizleyicidir. Tadını, rengini veya kokusunu değiştiren birşey kendisine karışmadıkça, hiç bir şey suyu pis hale getirmez” (Ebû Dâvud, Tahâre, 34; Tirmizî, Tahâre, 49; Nesaî, Miyâh,1, 2; İbn Mâce, Tahâre, 76; Ahmed b. Hanbel, I, 235, 284, 308, III, 16, 31, 86, VI, 172, 330;.el-Mevsılî, el-İhtiyâr, y. ve t.y., I, 14).
Mutlak su, dışarıdan katı veya sıvı bir maddenin karışmasıyla, yaratılmış olduğu özelliğini kaybederek, mukayyed su halini alır. Bunlar, kendilerine karışan maddeye göre bir sıfat eklenerek yeni bir ad alırlar. Gül suyu, çiçek suyu, üzüm, erik ve et suları gibi…