NARH: Çarşıda pazarda satılan her türlü mal için hükûmet tarafından konulan fiyat.
Medîne-i münevverede pahalılık oldu. Yâ Resûlallah fiyatlar yükseliyor. Bize si’r yâni kâr haddi koyunuz denildi. Resûlullah efendimiz; “Narh koyan Allahü teâlâdır. Rızkı genişleten, daraltan, gönderen yalnız O’dur. Ben Allahü teâlâdan bereket isterim” buyurdu. (Hadîs-i şerîf-İbn-i Âbidîn)
Esnafın hepsi fiyatları, fâhiş olarak yâni mal oluş fiyatının iki misline arttırdığı, millete zarar ve zulüm hâline geldiği zaman, hükûmetin, tüccarlara danışarak uygun bir narh koyması câiz (uygun) olur. (İbn-i Nüceym)
Narh kelimesi Türkçe bir sözcük olup, Arapça “si’r” veya , sa’r” karşılığıdır. Ayni kökten “tes’ir” sözcüğü “tef’îl” babında bir mastar olup, sözlükte; bir mala narh koymak, fiyat takdir etmek, bir şeyin fiyatını sınırlamak demektir (İbn Manzûr, Lisanül-Arab, “Tes’îr” maddesi; Süleyman Sudî, Defter-i Muktesid, İstanbul 1307, III, 104). Narh, geniş olarak şu şekilde tarif edilir: İslâm devlet başkanının veya yetki verdiği memurların yahut da toplumun işlerini üzerine alan başka kimselerin, esnaf ve tüccara, mallarım belli bir fiyata satmalarını emretmesi ve onlara toplum yararı dışında, belirlenen fiyattan aşağı veya yukarı bir fiyata satış yapmayı yasaklamasıdır. (eş-Şevkânî, Neylül-Evtâr, Mısır 1357, V, 219).
Bir malın piyasa fiyatı genel olarak, rekabet şartları içinde arz ve talep sonucunda oluşur. Üretimin maliyeti arzı etkiler. Kıtlık, mal darlığı, savaşlar, ekonomik darboğazlar arz ve talep dengesini bozar. Böyle dönemlerde karaborsacılık meyli başlar. Tüketiciler devletin fiyatlara müdahalesini isterler. İşte devlet, fiyatları mâliyetin üstünde belli bir kâr haddi bırakarak tesbit ederse, onun belirlediği bu otoriter fiyatlara “narh” denir (Halil Sahillioğlu, “Osmanlılarda Narh Müessesesi “, Belgeleriyle Türk Tarihi Dergisi, Sayı: I, Yıl: 1967, s. 36 vd.; Ali Şafak, “İslâm İktisadında Enflasyon ve Getirilen Önleyici Tedbirler”, Diyanet Dergisi, c. XVIII, Sayı: I, Yıl 1979).