NÂSİH: Daha önce bildirilen bir hükmü kaldıran, âyet-i kerîme veya hadîs-i şerîf. Kaldırılan hükme mensûh denir.
Müctehid olmak için arabî yüksek ilimleri tamâmen bilip, Kur’ân-ı kerîmi ezber bilmek, âyet-i kerîmelerin geldikleri zamanları ve gelme sebeblerini, ne hakkında geldiklerini, nâsih veya mensûh olduklarını bilmek, yüzbinlerce hadîs-i şerîfi ezberden b ilmek, fıkıh ilminin usûl ve kâidelerini tanımak, Kur’ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin açık ve kapalı mânâlarını kavramak, bu mânâlar kalbinde yer etmiş olmak, kuvvetli îmân sâhibi olmak, saf ve temiz bir kalbe sâhib olmak gibi şartları vardır. (Abdülhakîm Arvâsî)
NESH: “Bir hükmü değiştirmek, iptal etmek.”
NASİH: “Hükümsüz bırakan, değiştiren.”
MENSUH: “Hükümsüz bırakılan, değiştirilen.”
AHKÂM-I FER’İYYE, FER’Î HÜKÜMLER : “Esasa ait olmayan hükümler.”
“Temel ve değişmez hükümlerin dışında kalan hükümler.”
Öncelikle şunu belirtmek isterim: Kur’ân’da nesihden söz edilmektedir. İslâm dininin hükümleri geçmiş dinlerin hükümlerini nesh etmiştir.
Bütün bu nesihler, temel ve itikadî hükümlerde değil, ibadet ve muamelata dair fer’î hükümlerde gerçekleşmiştir.