NEFRET: Tiksinmek, ürküp kaçmak.
Doğru yola kavuşan, hidâyete eren kimsenin nefsi gafletten kurtulup, namazın tadını duymaya, ibâdetlerden zevk almaya başlar. Günâhlardan, haram olan şeylerden, kötü huylardan nefret duyar. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)
Halktan nefret etmek, insanların kabahatlerini saymakla başlar. Giderek bütün insanlığı küçümsemeye kadar varır. Daha sonra normalin dışına mübâlağaya varan davranışlarıyla eğriyi-doğruyu seçemez olur. (Ahmed Rıfat)
Büyük İslâm âlimlerini tanıyıp onları sevenler, haramlardan nefret ederler. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)