NÜBÜVVET: Peygamberlik; insanları Allahü teâlânın beğendiği yola kavuşturmak, onlara doğru yolu göstermek için Allahü teâlâ tarafından seçilmiş kimselere verilen peygamberlik vazîfesi. (Bkz. Nebî)
NEBİ; Allah’ın kendisine vahyettiği sözleri olduğu gibi en ince ayrıntısına kadar belleyip aynen toplumuna aktaran kişi. Batılı araştırıcılar, nebi kelimesinin İbranice “nabbi” kelimesinden geldiğini kabul ederler. Oysa “nebi” kelimesi hem şekil hem de kök anlamı itibarıyla tamamen Arapça bir kelimedir. “Ne.be.e” kökü, Arapçada “haber vermek”, “duyurmak”, “hafifçe seslenmek” anlamıyla da semitik döneme kadar uzanan bir geçmişe sahiptir.
Ayrıca Arapça “nebi” kelimesinin gelecekten haber vermek anlamındaki kehanetle hiç bir ilgisi yoktur. Nebi kelimesinin türediği “nebe’e” kelimesinin kökü, yukarıda da ifade edildiği gibi “duyurmak”, “birşey hakkında haber vermek” demektir. Ama bu haber istikbale matuf değildir. Kur’an’a göre peygamber tarafından getirilen haberler daima gayb (görülmeyen dünya) haberleridir. Hz. Peygamber (asm)’in faaliyeti Allahın arzusunu insanlara duyurma (tebliğ)dir. Gerçi ileride insanların gözleri önüne serilecek olan cennet ve cehennem tasvirleri de istikbale matuf haberlerdir. Ama bu, İbrani kehanetlerindeki gibi belirli bir şahsın veya belirli bir olayın ne zaman vuku bulacağını önceden görüp söylemekten çok farklıdır; ona hiç benzemez. Zaten peygamberlerin görevi de bu değildir.