RIFK: Yumuşak huyluluk.
Rıfk sâhibi olmayan kimseden hayır gelmez! (Hadîs-i şerîf-Et-Tergîb ve’t-Terhîb)
Allahü teâlâya kavuşturan yola dâvet edenler, fâsık (açıkça günah işleyen) kimselere dahi kaba ve kırıcı olmamalıdır. Onlara rıfk ile muâmele edip, ihsân ve kerem göstererek gönüllerini hoş tutmalılar ki, kendilerine yönelsinler. Ancak bu meyil gerçe kleştikten sonra nasîhatte bulunsunlar. (Ali Havâs Berlîsî)
Rıfk ile muamele insanları dostluğa ve kardeşliğe götürür. Aralarındaki düşmanlıklar böylece son bulur. Kötülükler bile iyilikle karşılanmalıdır. Allah Teâla “İyilikle kötülük eşit değildir. Sen kötülüğü en güzel olan iyi hareketle önle. O vakit bakarsın ki, seninle aralarında bir düşmanlık bulunan yakın bir dost gibi olmuştur” buyurmaktadır (Fussilet, 41/34).
Rıfk, ahlâkî bir fâzilettir. Peygamberimiz (s.a.s) israrla bu fazilete sahib olmamızı istemiş ve her konuda yumuşak ve nazik davranmamız gerektiğini hatırlatmıştır:
“Yumuşaklıktan mahrum olan hayırdan mahrum olur” (Müslim, Birr ve Sıla, 74, 76);
“Muhakkak Allah, her hususta yumuşaklıkla muamele edilmesini sever” (Buhari, Edeb, 35).
“Şüphesiz Allah refıktir. Rıfkı (yumuşak huyluluğu) sever” (Müslim, Birr ve Sıla, 77).
Hz. Âişe, bir deveye binmiş ve ağır hareketinden dolayı onu öteye beriye sürmeye başlamıştı. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.s), Hz. Âişe’ye hitaben şöyle buyurdu: “Yumuşak muamele etmekten ayrılma. Yumuşak huyluluk herhangi bir şeyde bulunursa, onu, muhakkak ziynetlendirip güzelleştirir. Sökülüp koparıldığı herhangi bir şeyi de muhakkak çirkinleştirip kötüleştirir” (Müslim, Birr ve Sıla, 78-79).