SEÂDET: Mutluluk, bahtiyarlık. Dünyâda ve âhirette mutluluk.
Eshâbım için, fakir olmak seâdettir. Âhir zamanda gelecek olan ümmetim için, zengin olmak seâdettir. (Hadîs-i şerîf-Râmûz-ül-Ehâdîs)
Sâlihlerle berâber olmak sonsuz seâdetin anahtarıdır (Ca’fer-i Huldî)
Seâdet, ömrü uzun ve ibâdeti çok olanındır. (İmâm-ı Rabbânî)
İki cihân seâdetine kavuşmak, ancak ve yalnız dünyâ ve âhiretin efendisi olan, Muhammed aleyhisselâma tâbi olmağa bağlıdır. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)
Bütün üstünlükler, faydalı şeyler İslâmiyet’in içindedir. Eski dinlerin, görünür, görünmez bütün iyiliklerini İslâmiyet kendinde toplamıştır. Bütün seâdetler, muvaffakiyetler (başarıların sırrı) ondadır. İslâmiyet, yanılmayan, şaşırmayan akılların ka bûl edeceği esaslardan ve ahlâktan ibârettir. (Abdülhakîm Arvâsî)
Din bilgileri, dünyâda ve âhirette huzûru, seâdeti kazandıran bilgilerdir. (Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî)
Bir kulun, Allahü teâlânın beğendiği işleri kolayca yapabilmesi, sünnete göre hareket etmesi, sâlih kimseleri sevmesi, eş dost ile güzel geçinmesi, Allah rızâsı için insanlara iyilik yapması, müslümanların işini görmesi ve vakitlerini Allahü teâlânın dînine hizmetle geçirmesi, seâdet alâmetlerindendir. (Ebû Ali Cürcânî)