SİCCÎN: 1. Şeytanların, kafirlerin (Allahü teâlâya ve Resûlullah efendimize inanmayanların) ve günahkâr mü’minlerin amellerini toplayan bir kitap; insanların ve cinlerin kötülerine mahsûs amel defterleri.
Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki:
Sakın (hîleye sapmayın, âhiret hesâbını unutmayın). Çünkü kötülerin kitâbı muhakkak ki Siccîn’dedir. Siccîn’in ne olduğunu sana hangi şey bildirdi? (O) yazılmış (mühürlenmiş) bir kitabdır. (Mutaffifîn sûresi: 7-9)
Hafaza (koruyucu melekler) yâni Kirâmen Kâtibîn, bir kişinin amel defteri ile göğe çıkıp, Allahü teâlâya arz makâmına vardıklarında; “Siz kullarımın üzerine hafazasınız. Kalbini bilen benim. Amelinde ihlâs olmadığından yâni Allah rızâsı için yapmadığından, defterini Siccîn’e koyun” diye Allahü teâlâ vahy eder (bildirir). (Ebüssü’ûd Efendi)
2. Şakîlerin, kötülerin ve azâb olunan rûhların bulunduğu yer.
Mü’min öldükten sonra, kendisini rüyâda gösterebilir. Çünkü mü’minlerin rûhu serbest kalır. Kâfirlerin rûhları ise, serbest kalmaz. Siccîn’de haps olunur. (Selmân-ı Fârisî)
Bir insan eğer îmânsız gittiyse, üç yüz altmış Siccîn melekleri, Cehennem’den, katrandan daha kara zakkum yaprağı getirip, o îmânsız çıkan cânı (rûhu), ona sarıp, derhal Cehennem’e iletip yerini gösterirler. (İmâm-ı Gazâlî)
Rûhlar, Siccîn’de iken, cesed olunmaksızın da azâb çekerler. (İmâm-ı Yâfiî)
3. Yerin altında veya Cehennem’in dibinde bulunan büyük bir taş.