TEVESSÜL: Bir isteğin, bir maksadın hâsıl olması için bir şeyi vesîle, sebeb yapmak. Allahü teâlânın sevdiklerini araya koyarak; “Onların hâtırı, hürmeti için” diyerek duâ etmek veya bu sûretle yapılan duâ. İstiğâse ve teşeffû’ da denir (Bkz. İstigâse ve Teşeffû’ ve Vesîle)
Peygamber efendimiz; “Allahümme innî es’elüke bihakkıs sâilîne aleyke” yâni “Yâ Rabbî! Senden isteyip de verdiğin kimselerin hatırı için, senden istiyorum” diye tevessül eder ve böyle duâ ediniz buyururdu. (İbn-i Mâce)
Ömer bin Hattâb radıyallahü anh kıtlık olduğu zaman Peygamber efendimizin amcası hazret-i Abbâs ile tevessül etti. Yâni onu vesîle ederek Allahü teâlâdan yağmur istedi: “Yâ Rabbî! Kıtlık olduğu zaman,Resûlullah efendimizle sana tevessül ederdik. Sen bize yağmur verirdin.Şimdi sana, Resûlullah efendimizin amcası ile tevessül ediyoruz. Bize yağmur ihsân et.” diye duâ edince, Allahü teâlâ onlara yağmur verdi. (Buhârî)
Yüzyıllardır, doğru yolda olan müslümanlar, Allahü teâlânın sevgili kullarını vesîle ederek duâ etmişler, böylece arzu ve isteklerine kavuşmuşlar, sıkıntılardan kurtulmuşlardır. Duânın kabul olması haram lokma yememeğe bağlıdır. Bu ise, ancak cenâb-ı Hakk’ın sevdiklerinde mümkündür. Ölü olsun, diri olsun Allahü teâlânın sevdiklerini araya koyarak yapılan duâ, onların bereketiyle ve hatırları için kabûl olmaktadır.Daha önce yapılmış olan sâlih (iyi) ameller ile de tevessül yapılır. (M. Sıddîk Gümüş)