Ümmîd ve Korku: Allahü teâlânın rahmetini ummak ve azâbından korkmak. (Bkz. Havf ve Recâ)
Kur’an-ı Kerim’in, iman eden ve güzel amel işleyenleri müjdeleyici âyetleri olduğu gibi, kâfirleri ve günah bataklığında hayat sürenleri korkutucu âyetleri de bulunmaktadır. Ta ki insanlar güzel amel işleyip haramlardan sakınsın.
İnsan korku ve ümit arasında olması gerekir. Günahlarına bakıpda umitsizliğe kapılmayacağı gibi amellerine güvenipde kurtuluşa erdiğinide düşünmemelidir. Hayatının sonuna kadar her an iman ve itaat üzerine olmalıdır.
İnsanın, devamlı cehennemi hatırlayıp ona göre adımlarını kontrol etmesi kemalatının göstergesidir. Ama bu cehennemi hatırlama, kendi hayatını zehire dönüştürmemek ve Allah’tan ümit kestirecek seviyeye getirmemek şartıyladır. Böylece insan her adım atışta “Acaba bu adımım beni cehenneme mi götürüyor?” diye bir muhasebe içerisinde olmasını da sağlayacaktır.
Allah bazı insanları cehennem için yaratmamıştır. Aksine cehennemi bazı insanlar için yaratmıştır. Mesela, bir devlet hapishane yapar, ama bu hapishaneyi falan falan insanlar içeriye tıkılsın diye yapmaz. Bu hapishaneyi kim hak ederse onu içine almak için yapar. Aynen bunun gibi, Allah hak edenlere cehennemi inşa etmiştir. Yoksa “falan insanlara cehennemi hazırladım demek” Cenab-ı Hakk’ın adaleti ve hikmetine uymaz. Çünkü bu gibi insanlar hiç cehennemi hak etmemişlerse itiraz hakları olur.
Cehennemin ismi çok insanları korkutmaktadır; öyle olmalıdır da. Fakat kimin cehenneme kimin cennete gideceğini bilmediğimiz için, devamlı uyanık olmak zorundayız.
Ümit ve korku arasında olmak, her insan için lazım olan bir dengedir. Zira, ne kadar Müslüman olursak olalım, yine imansız ve cehennemlik ölebilmemiz mümkündür. Ne kadar günahkâr yaşasak yaşayalım sonunda Cenab-ı Hak tövbe nasip eder, imanlı ve cennetlik gidebiliriz.
Hz. Ebu Bekir (r.a.)’in şöyle söylediği nakledilir:
Gökten bir ses duysam ki “tüm insanlar cennette olacak bir kişi cehennemde” diye, korkarım ki cehenneme gidecek o bir kişi ben miyim? Yine “tüm insanlar cehennemde olacak bir kişi cennette” denilse, ümid ederim ki acaba cennete gidecek o bir kişi ben miyim?..
Müslümanın imanı “Havf ve Reca”, korku ve ümit arasında olması gerekir. Hiç kimse Allah’ın azabından emin olamaz. Ancak onun gazabından rahmetine, azabından bağışlamasına sığınarak cennetini ümid ederler. Biz de bu dengeyi muhafaza etmeliyiz. İbadetimizi hakkıyla yapıp Cenab-ı Hakk’ın bizi cennetlikler listesine almasını ümit etmeliyiz.