Abdulgani en-Nablusi (1641-1731) tek bir sıfatın kendisini tanımaya yetmediği bir tefekkür deryasıdır. Alim, mutasavvıf, fakih, seyyah ve şairdir. Osmanlı devri mütefekkirleri üzerinde büyük etkisi olan nablusi öte yandan “rihle”leri ile yeni bir edebi türün mucidi olmuş, İstanbul’a gelmiş, öte yanda hem Kadiri, hem Mevlevi ve hem de Nakşi tarikatının şeyhi olmuş bir zattır. Endülüs-Mağrib tasavvuf akımı ile İran-Anadolu tasavvuf akımının buluşma noktası kimliğini de taşımaktadır.
Abdulğani En Nablusi Hazretleri’nin okuduğu rivayet edilen salavatın Arapçası ve anlamı…
Abdulğani En Nablusi Hazretleri’nin okuduğu rivayet edilen salavat…
-
- Arapça:
اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ صَلاَتَكَ الْقَدِيمَةَ الأَزَلِيَّةَ. الدَّائِمَةَ الْبَاقِيَةَ الأَبَدِيَّةِ. الَّتِي صَلَّيْتَهَا فِي حَضْرَةِ عِلْمِكَ الْقَدِيمِ. الَّذِي أَنْزَلْتَهُ بِمَلاَئِكَتِكَ فِي حَضْرَةِ كَلاَمِكَ الْقُرْآنِ الْعَظِيمِ. فَقُلْتَ بِاللِّسَانِ الْمُحَمَّدِيِّ الرَّحِيمِ. إِنَّ الله وَمَلاَئِكَتُهُ يُصَلُّونَ عَلٰى النَّبِيِّ وَخَاطَبْتَنَا بِهَا مَعَ السَّلاَمِ. تَتْمِيماً لِلإِكْرَامِ مِنْكَ لَنَا وَالإِنْعَامِ. فَقُلْتَ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيماً. فَقُلْتُ امْتِثَالاً ِلأَمْرِكَ. وَرَغْبَةً فِيمَا عِنْد سَيِّدَنَا مُحَمَّدٍ صَلَّى الله عَلَيْهِ وَسَلِّمْ مِنْ أَجْرِكَ. اَللّٰهُمَّ صَلِّ وَسَلِّمْ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰى آلِهِ وَأَصْحَابِهِ أَجْمَعِينَ. صَلاَةً دَائِمَةً بَاقِيَةً إِلَى يَوْمِ الدِّينِ. حَتَّى نَجِدَهَا وِقَايَةً لَنَا مِنْ نَارِ الْجَحِيمِ. وَمُوَصِّلَةً لِأَوَّلِنَا وَآخِرِنَا مَعْشَرَ الْمُؤْمِنِينَ إِلَى دَارِ النَّعِيمِ وَرُؤْيَةِ وَجْهِكَ الْكَرِيمِ يَا عَظِيمُ
- Anlamı:
“Allah’ım! Efendimiz Muhammed’e; kadîm ilmin mertebesinde salât ettiğin, meleklerin vasıtasıyla yüce kelâmın Kur’ân mertebesinde indirdiğin, kadîm ve ezelî, bâkî ve ebedî salâtınla salât eyle. Muhammedî rahîm lisânla: “Allah ve meleklere ona salât ederler”[1] buyurdun.
Bize verdiğin nimet ve keremin tam olması için, bizi de selâmla birlikte muhatap ettin ve şöyle buyurdun: “Ey iman edenler! Siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selâm verin”[2]
Ben de Sen’in emrine uyarak, Efendimiz Muhammed’in yanındaki mükâfâtını arzu ederek derim ki: Allah’ım! Efendimiz Muhammed’e, âline ve bütün sahâbilerine salât ve selâm eyle. Öyle salât eyle ki, bu kıyâmet gününe dek devam etsin ve nnu kıyâmette cehennem ateşinden bizi koruyucu olarak bulalım. Cennette baştan sona kadar bütün mü’minler ile buluşmamıza vesîle olsun. Ey Azîm! Yine o salât hürmetine kerîm yüzünü görelim.”
[1] el-Ahzâb, 56 [2] el-Ahzâb, 56
Kaynak: Yrd. Doç Dr. Veysel Akkaya, Kalplere Şifa Salavat ve Dualar, Erkam Yayınları