Dua, insanda fıtrî bir olgudur. Bu sebepledir ki, bütün dinlerde mevcuttur. Üstün bir varlığa inanan her insan şu veya bu şekilde dua eder. İnsanlar hayatları boyunca, üstesinden gelemeyecekleri birçok şeylerle karşılaşmakta, keder, sıkıntı, acz ve ümitsizliklere maruz kalmaktadırlar. Yüce Allah şöyle buyurur: “İnsana bir darlık dokunduğu zaman yanı üzere yatarken, otururken yahut ayakta bize yalvarır, ama biz onun sıkıntısını giderince sanki kendisine dokunan bir darlıktan ötürü bize hiç yalvarmamış gibi hareket eder. İşte aşırı gidenlere yaptıkları iş böylesine süslü gösterilmiştir.” (Yunus, 10/12)
Okunuşu: (Allahümme innı euzü blke mine’l-hemmi, ve’l-hazeni ve euzü bike mine’l-aczi ve’l keseli, ve euzü blke mlne’l-cübnl, ve’l-buhli ve euzü bike min galebeti’d- deyni ve kahri’r-ricali)
Anlamı: Ey Allah’ım! Elem ve kederden, şaşkınlıktan sana sığınırım. Acizlikten, tembellikten, bıkkınlıktan da sana sığınırım. Korkaklık ve cimrilikten de sana sığınırım. Allah’ım! Borç altında ezilmekten, adamların kahrından (insanların nefsimi kullanmasından ve onlara mağlup olmaktan da sana sığınırım).