İnsanın elinde bulunan nimet kolay gider. Eğer bunu sık sık düşünmez ve bu nimetin kadrini bilmez ise o nimet kolay gider. Nasıl gülyağının şişesi açıldığı zaman kokusu hemen kaybolursa, nimetin şükrü yerine getirilmez ise kolayca gider. İnsana bahşedilen bir devlet, izzet ve şeref te böyledir. Bunun kıymetini bilmek lâzımdır. Gururlanmamak, bulunduğumuz mevkinin hakkını vermek gerekmektedir.
İşte beşeriyet icabı hakkını ödemekten korktuğumuz bu nimetleri değerlendirmek için bu duâya gece gündüz devam etmemiz lâzımdır. Ölümümüzün ve kalımımızın hayırlı olması için bu duâya canı gönülden devam etmemiz menfaatimiz icabıdır. İnsan çmok vakit aldanıyor, nimet elinden çıktıktan sonra akıllanıyor, fakat fırsat elden çıkmış oluyor. Artık pişmanlığın kıymeti kalmıyor.
(Bismillâhirrahmânirrahîm,
Allahumme inní eûzü bike min zehâbil devleti ve tağyîri’n ni’meti ve tahvîlil âfiyeti ve galabetişşekâveti alessaâdeti.
Allahamme innî es ‘elüke ziyâdeten fil ilmi ve bereketen firrızkı ve sıhhaten fil bedeni ve tevbeden kablel mevti ve râhaten indel mevti ve mağfireten ba’del mevti ve necâten minennâri, yâ azîzü yâ gaffâru, yâ rahîmü yâ bârrü.
Allahumme ecirnâ minennâri biaffike yâ mücîbü. Ve edhilnel cennete ma’al ebrâri. Allahumme’ğfirlenâ cemîan. Verhemnâ cemîan ve edhilnel cennete cemîan ve teveffenî müslimen ve elhiknî bissalihîne, ve selâmün alel mürselîne vel-hamdülillâhi rabbil âlemîne.)