Harb haddi zatında bir minnet ve meşakkat kaynağıdır. Bunda muvaffak olmak için ne gerekiyorsa yapmak lazımdır. Bir yandan teçhizat ve kuvvet hazırlamak, diğer taraftan düşmanı yıldırmak için gereken kuvveti hazırlamak lazımdır. Ayrıca Allah’a sığınmak ve O’ndan yardım dilemekte gerekmektedir.
Türkçe Anlamı : (Seyühzemul cem’u ve yuvellûne’ddubur, belissâ’atu mev’iduhum ves-sâ’atu edhâ ve emerru, Allahumme enciznî ma va’adtenî, Allahumme âti mâ va ‘adtenî, İnnâ fetahnâ leke fethan mübînâ, liyağfire leke ’llâhu ma takaddeme min zenbike ve mâ taahara ve yütimme nimetehu aleyke ve yehdiyeke sırâtan müstekîmâ, ve yensurake’llahu nasren azîzâ, nasrun minallahi ve fethun karîb, ve beşşiril mü ‘minin.)
“Yakında o cemaat (Bedirde) dağılıp arkalarını çevirecekler. Hayır, (Bedir’den sonra) onların buluşma yerleri kıyamettir. Kıyamet azabı ise bundan daha şiddetlidir.
Allah’ım, bana va’d ettiğini yerine getir. Allah’ım va’d ettiğini bana ver. ” “Muhakkak ki biz sana muazzam ve âşikar bir fetih ve zafer verdik. Bununla Allah, evvelki ve sonraki günahını yarlığayacak, hakkında nimetini de tamamlayacak, seni doğru yola götürecek, sana şanlı, şerefli bir nusrat verecektir.’
“Allah tarafından nusrat, yakın zamanda da birfeth ve muzafferiyet-tir. Bunları mü’minlere müjdele.’
Yukarıdaki âyetler muharrebe zamanında okunan âyetlerdir. Çünkü Bedir muharebesinde ve diğer muharebelerde bunlar tatbik edilmiştir. Peygamberimiz Hz. Allah’tan yardım istemiş, Allah da va’d ettiği yardımı Hz. Peygamber’e ve seçkin ümmetine nasip kılmıştır.
Bu sûrede Peygamberimizin günahının bağışlandığı ifade edilmektedir. Halbuki Peygamberimizin ne küçük ve ne de büyük bir günahı vuku bulmamıştı. Bu ise bir tevazu içindir ve Resûlullah’ın şanını yüceltmek içindir. Bütün kâinat onun hürmetiyle meydana gelen bir peygamberin günahı olur mu hiç? Bu asla varid değildir.