Kuranı Kerim Tevbe suresi 129 ayette geçen Hasbiyallahu lâ ilâhe illâ Hû, aleyhi tevekkeltu ve Huve rabbül arşıl azîm duası özellikle okumaya bir çok kişi tarafından tavsiye edilmiştir.
Bu nedenle bu duayı sabah ve akşam vakitlerinde okumak, dünyevi ve uhrevi bütün sıkıntı ve üzüntülerden kurtarır. Bu kelimeler öyle bereketlidir ki, onları tesirlerine inanarak okuyan kimseler bir yana, onların yapacağı tesire güveni tam olmayan okuyan kimseleri bile sıkıntılarından kurtarır.
Ayrıca Psikolog doktorlar, sıkıntının başlıca çaresinin meşgale olduğunu söylüyorlar. Kendinize severek yapacağınız işler bulursanız, rahatlarsınız. Ayrıca manevi yönden, bazı dualar okumanız da faydalıdır.
Ebu Davud’un süneninde rivayet olunduğuna göre; Ebu’d-Derdâ Hazretleri (r.a) şöyle demiştir;
Kim sabaha ve akşama erişdiği vakitlerde yedişer defa:
Hasbiyallahu lâ ilâhe illâ Hû, aleyhi tevekkeltu ve Huve rabbül arşıl azîm
(Ondan başka ilah yoktur Ben O na tevekkül ettim. O ulu arşın da sahibidir)
diye dua ederse Allah onu üzen her şeye karşı ona yeter. Bu kelimelere olan güveninde ister sadık olsun, ister sadık olmasın.
Yedi defa okunmasının sırrına gelince; Ayetin merkezinde oturan cümle “hasbiyellah”dır.
a. “Allah bana yeter” mealindeki “hasbiyellah” cümlesine kadar yedi kelime kullanılmıştır. Buna bir tevafuk düşünülmüş olabilir.
b. Okunmayan vasıl elifi hariç, “hasbiyellah” cümlesinin yedi harfi vardır. Bu sayı göz önünde bulundurulmuş olabilir.
فَإِن تَوَلَّوْاْ فَقُلْ حَسْبِيَ اللّهُ لا إِلَهَ إِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ
Tevbe Suresi 129. Ayet
Fe in tevellev fe kul hasbiyallâh(hasbiyallâhu), lâ ilâhe illâ hûve, aleyhi tevekkeltu ve huve rabbul arşil azîm(azîmi).
Türkçe Meali:
Eğer yüz çevirirlerse de ki: “Bana Allah yeter. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Ben ancak O’na tevekkül ettim. O, yüce Arş’ın sahibidir.”
Tevbe Suresi – 128-129 . Ayet Tefsiri : Hz. Muhammed bir insan olarak içimizden biridir; fakat Cenâb-ı Allah onu vahiy alma ve peygamberlerin sonuncusu olma mertebesiyle onurlandırmıştır. Başka bir âyette “bütün varlıklar için rahmet” olarak nitelenen (Enbiyâ 21/107) Resûl-i Ekrem’in müminlere karşı tutumuna ve hissiyatına ağırlık verilen 128. âyette o, Allah Teâlâ’nın iki güzel ismi ile, raûf ve rahîm olarak nitelenmiştir; raûf “çok şefkatli”, rahîm “çok merhametli” demektir.
Yüce Allah’ın hiçbir peygamberini kendi isimlerinden ikisiyle birlikte anmamış olduğu dikkate alınırsa onun rabbimizin katındaki derecesi ve bütün bu açıklamalara rağmen ondan yüz çevirenlerin ne büyük ziyanda oldukları daha iyi anlaşılır. İşte 129. âyette Hz.
Peygamber’den bu gibi bahtsızların tutumlarından üzüntü duymaması, sadece Allah’a güvenip dayandığını hatırlaması ve onlara da bunu duyurması istenmektedir (Hz. Muhammed ve onun üstün özellikleri hakkında bk. Ahzâb, 33/40; Feth 48/29; tevekkül hakkında bk. Âl-i İmrân 3/159).
Sûre Allah ve resulünden bir bildirimle başladığı gibi, yine Cenâb-ı Hakk’ın resulü vasıtasıyla insanlığa yaptığı genel bir uyarı ile, büyük arşın sahibinin yegâne ilâh olan Allah olduğu vurgulanarak sona ermektedir (“arş” hakkında bilgi için bk. A‘râf 7/54).
Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 78