Peygamber Efendimiz'in öğrettiği ve Hz. Hasan'ın (r.a.) okuduğu rivayet edilen duâ...
Arapçası:
” اَللّٰهُمَّ اهْدِنِي فِيمَنْ هَدَيْتَ، وَعَافِنِي فِيمَنْ عَافَيْتَ، وَتَوَلَّنِي فِيمَنْ تَوَلَّيْتَ، وَبَارِكْ لِي فِيمَا أَعْطَيْتَ، وَقِنِي شَرَّ مَا قَضَيْتَ، فَإِنَّكَ تَقْضِي وَلاَ يُقْضَى عَلَيْكَ، إِنَّهُ لاَ يَذِلُّ مَنْ وَالَيْتَ تَبَارَكْتَ رَبَّنَا وَتَعَالَيْتَ “
(Ebû Dâvud, Müsned, II, 499, nr. 1275)
Türkçesi:
Allah’ım hidâyete erdirdiklerinle birlikte beni de hidâyet üzere eyle. Âfiyet verdiklerinle birlikte bana da âfeyet ihsan eyle. İşlerini üzerine aldıklarınla birlikte benim de işlerime velâyet et. Bana verdiklerini mübarek eyle. Hükmettiğin şeylerin şerrinden beni muhafaza eyle. Çünkü sen hükmedensin, sana karşı hüküm verilemez. Kimin işini üzerine aldıysan, kimi dost edindiysen o zelil olmaz. Sen münezzeh ve şanı yüce olansın.