Yasin Süresi, Müslümanlar tarafından çok okunan bir sûredir. Diğer surelere göre daha fazla rağbet görmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’in otuz altıncı suresi. Seksen üç âyet, yediyüz yirmi yedi kelime ve üçbin harftir. Yâsin sûresi, ilk âyetinde bulunan yâ ve sin harflerinden dolayı bu ismi almıştır. Yasin surenin fazileti hakkında birçok hadis rivayet edilmiştir.
Bunlardan biri, “Yasin suresini geceleri okuyan kimsenin günahları bağışlanır.” mealinde hadistir.
Yasin sûresinin ilk ve en önemli hedef, İslâm inancının esaslarını kurmaktır. Onun için sûrenin ilk âyetlerinde peygamberlik ve Kur’n’ın önemi işlenmiştir:
Yâsin-i şerif okunduktan sonra arkasında bu duânın okunması Allah’a tam bir güvenin alametidir. Kur’an’ın kalbi olan Yâsin okununca, Cenab-ı Hakka yapılacak olan yalvarış şüphesiz geçerli olacaktır.
Yâsin-i şerif okunduktan sonra bu duânm okunması sevaptır. Hatta bazılarına göre müstehaptır. Bilhassa akşam yatağa yatarken Yâsin-i şerifi okuyup arkasından bu duâyı okuyup yatmak çok güzel bir harekettir.
(Yâ İlâhî, yâ Samedî, ve aleyke mu’temedî.
Yâ Nâsıru, yâ Muînü bi hürmeti iyyâke na’büdu ve iyyâke nesta ’inü. E’-innî alâ külli hâlin bi kuvveti kudretike. Yâ Muinu, yâ Rahmânü ve bi hürmeti süreti Yâsin ve bi hürmeti sallallâhu aleyhi ve selleme ve alâ âlihi ecmeîn.)
“Ey Allah’ım, ey dayanağım, Senden gayri yok yardımcım, Sanadır güvencim.
Ey yardımcım, ey muinim, iyyâke na’budu ve iyyâke nesta’în hürmetine, kuvvet ve kudretinle bana yardım et. Ey yardım edici ve esirgeyici Allah ım, Yâsin hürmetine ve Muhammed Mustafa hürmetine meded ve inayetini benden esirgeme. Allah, Muhammed’e ve O’nun âl ve ashabına rahmet buyursun
“Yâsin-i şerifin hürmetine, ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz.” İlâhi ifadesi hürmetine Mevla yapılan duâyı kabul buyuracaktır. Bu hususta zerre kadar şüphe yoktur.
Yine sabah kalkınca önce Yâsin okuyup arkasından bu duâyı okuyup ondan sonra herhangi bir işe başlanırsa, o iş kolaylıkla husule gelir ve hiçbir sıkıntı çekmeden akşama kadar ferah ve neşe içerisinde vakit geçirilir. Bu husus birçok İslâm bilginleri tarafından tecrübe edilmiştir.
