Her organın bir kulluk şekli vardır; kalp ve dilin kulluğu da zikr iledir. Zikretmeyen dil görmeyen göz, işitmeyen kulak, tutmayan el gibidir. Nitekim bir hadiste Resul-i Ekrem (asm) buyurmuşlardır ki:
“Rabbini zikredenle etmeyenin hâli diri ile ölünün hâli gibidir.” Buharî, Daavât, 66.
Peygamberimizin (s.a.v.) gece ibadeti için uyandığında yapmış olduğu dua ve zikirler…
Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ-, Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in geceleyin ibâdet için kalktığında, onar defa “Allâhu ekber”, “elhamdülillâh”, “sübhânallâhi ve bihamdih”, “sübhâne’l-meliki’l-kuddûs”, “estağfirullâh”, “lâ ilâhe illâllâh” diye zikredip ardından yine on kere:
اَللّٰهُمَّ إِنِّي أعُوذُ بِكَ مِنْ ضِيقِ الدُّنْيَا وَضِيقِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ
“Allâh’ım! Dünyâ ve âhiretin sıkıntı ve darlığından Sana sığınırım.” şeklinde duâ ve niyazda bulunduğunu, sonra da namaz kılmaya başladığını haber vermektedir. (Ebû Dâvûd, Edeb, 101/5085)