İslam dininin Peygamber Efendimizden sonra ikinci büyük şahsiyeti Hz. Ebû Bekir’dir (r.a.). Ümmetin ittifakıyla Hz. Peygamber’den (asm) sonra ümmetin en faziletlisi Hz. Ebu Bekir kabul edilir. Bu fazilet, Hz. Ebu Bekrin hayatına bakıldığında açıkça da görülecektir. İslâm’dan önce de saygın, dürüst, kişilikli, putlara tapmayan ve evinde put bulundurmayan “hanif” bir tacir olan Ebû Bekir (ra), ölümüne kadar Hz. Peygamber (s.a.s.)’den hiç ayrılmamıştır. Bütün servetini, kazancını İslâm için harcamış, kendisi sade bir şekilde yaşamıştır.
Peygamberimiz’in (s.a.v.) Hz. Ebubekir’e Öğrettiği Dua
Allah’ım, Peygamberin Muhammed, dostun İbrahim, sırdaşın Musa, kelime ve ruhundan olan İsa hürmetine, Musa’ya inen Tevrat, İsa’ya inen İncil, Davut’a inen Zebur, Muhammed’e (s.a.v.) inen Kur’an hürmetine, bütün Peygamberlerine verdiğin vahiy hürmetine, mahlukatın üzerindeki kaza ve takdirin, senden isteyenlere verdiklerin; fakir ettiğin zenginler, zengin ettiğin fakirler, hidayete ulaştırdığın kimseler hürmetine, Kuran-ı Kerim’de olan Samed, Ehad ve Tahir isimlerinin hürmetine, gündüzleri aydınlatıp geceleri karartan ismin hürmetine, azamet ve kibriyan ve Zatı’nın nuru hürmetine, senin kuvvet ve kudretinle Kuranı Kerim’i okuyup anlamamı ve bütün hareketlerimi ona uydurmamı senden dilerim. Güç ve kuvvet ancak sendendir. Ey merhametlilerin en merhametlisi… (İhya, 1, 911: İbn Hibab’dan)