Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) yaptığı yağmur duâsı.
Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- yağmur duâsına çıkınca:
“Ey Rabbim kullarını ve diğer canlıları sula, rahmetini yay, ölü beldeni dirilt.” derlerdi. (Ebû Dâvûd, İstiska, 2/1176)
Hicretin altıncı yılında büyük bir kuraklık ve kıtlık her tarafı sarmıştı. Ramazan ayında, bir cuma günü, Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) hutbe irad buyururken, kendisinden, “Allah’a dua et de bize yağmur versin.” diye rica edildi.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (asm), “Allah’ım! Bize yağmur ver. Allah’ım! Bize yağmur ver.” diyerek duâ etti. (Buharî, 1:179; Müslim, 2:613.)
Bir anda ayna gibi berrak olan gökyüzünde bulutlar belirdi. Ve yağmur yağmaya başladı. Peygamber Efendimiz (asm) bu sefer, “Allah’ım! Bu yağmuru bardaktan boşanırcasına yağdır ve hakkımızda hayırlı kıl.” (Buharî, 1:179.) diye duâ etti.
Enes bin Mâlik der ki:
“Üzerimize öyle bir yağmur yağdı ki, neredeyse evlerimize gitme imkânı bulamayacaktık. O gün, ertesi gün, daha ertesi gün, tâ öteki cumaya kadar yağmur yağmaya devam etti.” (Buhârî, 1:179; Müsned, 3:261)
Cuma günü Peygamber Efendimiz yine hutbe irad ederken, bu sefer yağmurun dinmesi için duâ etmesini şöyle rica ettiler:
“Yâ Resûlallah! Evler, yağmurdan yıkılmaya başladı. Yollar kapandı. Allah’a dua etsen de yağmuru kesse!” (Müsned, 3:261)
Resûl-i Kibriyâ Efendimiz (asm) tebessüm buyurdular, sonra da ellerini kaldırarak, “Allah’ım! Çevremize yağdır, üzerimize değil.” (Müsned, 3:261; Müslim, 2:613) diyerek duâ etti.
Yine Enes bin Mâlik der ki:
“Resûlullah Aleyhisselâm duâ ederken de eliyle, semânın neresine işaret ettiyse orası açıldı ve Medine üstü, açık bir meydan gibi oldu. Medine çevresine yağmur yağarken, Medine’ye bir damla bile düşmüyordu. Etraftan gelenler, oralarda bol bol yağmur yağdığını haber vermekte idiler.” (Müslim, 2:614)
Bu, Resûl-i Ekrem Efendimizin (asm) yaptığı ilk yağmur duâsıdır. Bundan başka çeşitli zamanlarda beş yağmur duâsı daha yapmışlardır.