Savaş arzu edilen istenilen bir şey olmamakla beraber, insanlık tarih boyunca savaştan pek kurtulamamıştır. Peygamber (asm): “Düşmanla savaşmayı temenni etmeyiniz, Allah’ın ihsanını dileyiniz. Ama onunla (düşmanla) karşılaşırsanız sabrediniz.” buyurmuştur. Kur’an’a göre, düşman güçlere karşı verilecek savaşın gerekçesinin makul ve haklı olması gerekir.
Savaş esnası, çetin bir hengamedir. Ölmek veya öldürmek yeridir. O esnada pek çok insan, itidalini kaybeder. Akıl bir köşede kalır, hisler ön plana çıkar. İşte, böyle bir hâlde iken ne yapılacağını şu ayetten öğreniyoruz:
“Sizinle savaşanlarla siz de Allah yolunda savaşın ve aşırı gitmeyin. Şüphesiz Allah, aşırı gidenleri sevmez.” (Bakara, 2/190)
(Allahumme ente adudî ve nasiri bike ehulu ve bike esulu ve bike ukatilu.)
iAllah’ım, kudretimi veren Şensin. Sadece Senin rızanı kazanmak için savaşa gidiyorum. Yalnız Senin yardımınla hucüııı ederim. ”
Dipnot
5. Mecmûatu’l-Ahzab, c. 1, s. 580.