Allah (c.c.)’dan başka gaybı bilen yoktur. İnsanın gaybî bilgisi yoktur. Aynı şekilde cinler de bu tür bir bilgiye sahip değildirler. Kur’ân-ı Kerîm şöyle buyurmaktadır: “De ki göklerde ve yerde olanlar gaybı bilmezler. Ancak Allah’ı bilir” (85).
Ancak bir istisna olmak bakımından Yüce Allah’ın Peygamberlere zaman zaman gaybı bildirdiğini unutmamak gerekir. Kur’ân-ı Kerîm bu hususta şöyle buyurmaktadır: “O bütün gaybı bilir, fakat gaybını hiç kimseye açmaz. Seçtiği resûl başka” (86).
Cinler insan gibi mahlûklar olup, yine insanlar gibi gayb bilgisine sahip değildirler, yani gaybı bilmezler. Hatta bilgilerinin insan bilgisine itibarla daha az olduğu belirtilmektedir. İnsanın yeryüzüne halife olarak seçilmesi ve aralarından peygamberler tayin edilmesi bundandır. Dolayısıyla gaybı bilmesine imkân olmayan cinlerin bir başkasına gaybı bildirmesi nasıl mümkün olabilir?
Fetava el-Bezzaziye’de şöyle denilmektedir: Bir kimse çalınmış şeylerin yerlerini bilirim veya cinler bana yerlerini bildiriyor derse kâfir olur (87).
Binaenaleyh çalınmış bir şeyin yerinin ortaya çıkarılması veya çalanın kim olduğunun öğrenilmesi için cinlerin bilgilerine müracaat hem mümkün değil, hem de haramdır. Sözlerinin doğru olduğuna inanmak da haramdır. Kaldı ki böylesi bir yolla hükümde bulunmak İslâm’a aykırıdır. Çünkü İslâm’a göre çalınmış şeyin isbatı ancak üç yolla mümkün olmaktadır. Birincisi hırsızın itirafı, ikincisi şahidin şehâdeti, üçüncüsü ise şahit bulunmaması halinde müddealeyhin kendisine teklif edilen yeminden istinkal etmesi sebebiyle müddeiye düşen yemini edâ etmesiyle olur. İslam için hiç bir önemi haiz olmayan cincinin sözünün dinlenmesi ve ona itibar edilmesi büyük bir vebaldir. Hayret veren husus, bu tür iddialarda bulunan kimselerin cahil olmasına rağmen halk tarafından sözlerinin dinlenilmesi ve kendilerine inanılmasıdır.