Bazı müşteşrikler, İslâm dini zimmîlere -İslâm devletinin hüküm sürdüğü yerde yaşayan gayr-i müslimlere- zulüm edip ezdiğini iddia ediyorlar. Bu hususta ne diyorsunuz?
Bu iddia, birkaç yönden asılsızdır.
1— İslâm dini, bütün insanların aslının bir olduğunu, bir anne ile bir babadan türeyip kardeş olduklarını beyan ediyor. Cenâb-ı Hakk şöyle buyuruyor: “Ey insanlar biz sizleri bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi tâife ve kabilelere ayırdık’1 (19). Bu ifade, insanların birbirine karşı şefkatli ve merhametli olmalarım emreder, din ve dilleri bir olmasa da Âdemoğullanna haksızlık edilmemesini ihsas ettirir.
2— İslâm dini inanmak hususunda herkesi hür bırakır, hiç bir surette kimsenin inancına müdahale etmez. Cenâb-ı Hakk şöyle buyuruyor: “Dinde zorlama yoktur” (20). Zaten zorlamanın faydası da yoktur. Zira müslüman olmayanların müslüman olmaları için zor kullansaydı nifâk çoğalacaktı. Birçok kimse kalbden müslüman görünürdü. Yalnız bir kimse müslüman olursa İslâm’ın icabı ne ise onu yapmağa mecburdur. Ve bunu yerine getirmek için çeşitli müeyyideler de getirmiştir.
İslâm dini, âleme rahmet olduğu için müslümanlar, müslüman olmayanlara İslâm dinini tebliğ edip ne olduğunu anlatmakla mükelleftirler. Kabul ederlerse ne âlâ, yoksa -Güçleri yeterse- müslü-manların zekât ve öşrü verdikleri gibi gayri müslimlerin de devlete ci2ye diye adlandırılan bir çeşit vergi vermeleri ve devlet nizamına bağlı kalarak düzenle oynamamaları istenilir. Bunu yaptıkları takdirde devletin himayesine girerler, müslümanlar gibi mal, can ve namuslarına asla dokunulmaz. Peygamber (sav) şöyle buyuruyor:
“Bir kimse bir zimmîye zulüm eder veya gücünden fazla kendisine cizye yüklerse ben onun hasmıyım.”
Cizye: Çocuk, kadın, papaz, haham, fakir, sakat ve aklî muvazenesi yerinde olmayan kimselerden alınmaz.
3— Bin yıldan fazla İslâm devletinin hüküm sürdüğü yerlerde bulunan gayri müslimler, hür ve serbest olarak yaşadılar, kimse onlara dokunmadı. İslâm devleti dileseydi bir tek gayrimüslim bırakmazdı. Ama İslâm devleti, İslâm dininin emrine uyarak mal ve canlarına dokunmadığı gibi din ve ma’bedlerine de dokunmadı ve müslümanlardan farksız olarak yaşamalarına müsaade etti. Kudüs, Şam, Kahire ve İstanbul gibi müslüman şehirlerde yaşayan gayri müslimler ile mâbedleri söylediklerimizin bariz belgeleridir.
Dipnot
(21) İbn, Âbidin c. 3, s. 249
(22) a.e. c. 4, s. 130