Bidat bir şüpheye istinaden Peygamber (sav)’den varit olan sünnetin hilafına inanmak veya onu yapmaktır. Şafiî mezhebine göre Bidat Kur’an, sünnet, icma ve esere muhalif olan şeydir. İmam Şâfîî Rahimetullah bidat ile ilgili şöyle buyuruyor: Kur’an sünnet, icma ve esere ters düşen şey kötü bidat, bunların hiçbirisine ters düşmeyen iyi görülen şey, güzel bidattir (3).
Meselâ Şiilerin yıkamak yerine ayaklarını mesh etmeleri bidattir. Çünkü namaz farz olduktan sonra Hz. Peygamber’in (sav) her aldığı abdestinde mesti olmazsa mutlaka ayaklarını yıkadığı ve yıkanmasını emr eden çok hadisleri vardır. Ancak Şiîler bir şüpheye istinaden ayaklan yıkamayarak meshediyorlar. Bu şüphelerinin durumu beyan etmek için abdest ayetinde yer alan “ercüleküm” kelimesinin hem mensup hem mecrur olarak okunmasını ileri sürüyorlar. Mensup okunursa vücüheküm kelimesi üzerine matuf olacaktır ve ayetin manası şöyle olacakür: ‘Yüzünüzü, dirseklerle beraber ellerinizi yıkayınız.
Başınızı meshediniz ve ayaklarınızı da” (yıkayınız). Mecrur okunursa iki ihtimali vardır, birincisi Ercüliküm yine vücüheküm kelimesi üzerine matuf olmalıdır. Ancak cerri civar ile yani komşusu olan Ruüsiküm cerri ile mecrurdur. Ehli sünnet de bunu kabul etmektedir, ikinci ihtimal Ercüliküm kelimesi Ruüsiküm kelimesi üzerine matuftur. Buna göre ayetin manası şu olur: ‘Yüzünüzü, dirseklerle beraber ellerinizi yıkayınız, başınızı meshediniz, ayaklarınız da” (meshediniz). Görüldüğü gibi Şiiler de bunu kabul ediyor. Zayıf da olsa Şiilerin de bir hüccetleri vardır.
Dipnot
(3) Fethü’l-Mübin, s. 108