Kur’an-ı Kerim’de, sütanneler ve sütkardeşlerle evlenmek yasaklanmıştır (Nisa, 4/23). Hz. Peygamber (s.a.s.) de “Nesep bakımından haram olan süt bakımından da haramdır” (Buhârî, Şehâdât, 7; Müslim, Radâ, 1, 9; Ebû Dâvûd, Nikâh, 6) buyurmuştur. Bu yüzden kişi, kendi baba bir kardeşiyle evlenemeyeceği gibi, sütbabasının diğer hanımından olan çocuğu da baba bir sütkardeşi olduğundan, onunla da evlenemez (Serahsî, el-Mebsût, V, 242).
Çocuğun süt emme çağında kendi annesinden başka bir kadından süt emmesi halinde, bu çocukla süt emziren kadın ve bu kadının hısımları arasında bir süt hısımlığı meydana gelir. Kan yoluyla meydana gelen hısımlığa “nesep hısımlığı”, evlilik yoluyla doğan hısımlığı ise “sıhrî hısımlık” denir. Süt hısımlığı, bazı istisnalar dışında kan hısımlığı ile aynı yasakları doğurur.
Süt Hısımlığının İsbâtı:
Süt hısımlığı ikrar veya bir delille ispat edilir.
1. İkrar: Bu, erkeğin ve kadının birlikte veya bunlardan birisinin, süt hısımlığını itiraf etmesidir. Bir erkek ve kadın evlenmeden önce süt hısımlığını ikrar etseler, evlenmeleri helal olmaz. Buna rağmen evlenseler akit fasit olur ve kadın mehir isteyemez.
İkrar evlilikten sonra olmuşsa, derhal ayrılmaları gerekir. Kendiliğinden ayrılmazlarsa, hakim zorla ayırır. Çünkü akdin bozukluğu ortaya çıkmıştır. Burada, kadın, belirlenen mehirle, emsal mehirden az olana hak kazanır.
İkrar yalnız erkek tarafından ve evlilikten önce olmuşsa, evlenmesi helal değildir. Evlilikten sonra olmuşsa derhal ayrılmaları gerekir. İkrar yalnız kadın tarafından ve evlilikten önce olmuşsa, kadının bu erkekle evlenmesi helal olmaz. Fakat erkek, kadının yalan söylediği kanaatinde ise fetvaya esas olan görüşe göre, bu kadınla evlenmesi caizdir. Kadın evlilikten sonra ikrarda bulunsa, bu ikrar, onu kocası tasdik etmedikçe evliliğin sıhhati üzerinde etki meydana getirmez.
2. Beyyine: Burada “beyyine”den maksat, hâkim önünde süt hısımlığa şahitlik yapmaktır.
Dört mezhep de adaletli iki erkek veya bir erkekle iki kadının şahitliği ile süt hısımlığının sabit olacağı konusunda görüş birliği içindedir. Ancak tek erkek, tek kadın veya dört kadın şahitle süt hısımlığının sabit olup olmayacağı ihtilaflıdır. Hanefilere göre, bu şahitlikler kabul edilmez. Çünkü Hz. Ömer (r.a)’den; “Süt hısımlığı konusunda iki erkek şahitten daha az kabul edilmez.” dediği rivayet edilmiştir. Sahabelerden bu uygulamaya karşı çıkan olmadığı için, bu konuda icma oluşmuştur.
İmam Şâfiî ve İbn Hanbel’e göre dört kadının, İmam Malik’e göre bir erkek bir kadın veya iki kadının şahitliği ile süt hısımlığı sabit olur. Bu mezhepler süt emzirme konusunda erkek şahit bulma güçlüğünü dikkate alarak, kadın şahide ağırlık vermişlerdir (bk. İbnül-Hümâm, a.g.e., III, 19, 20; el-Kâsânî, a.g.e., IV, 14; İbn Kudâme, a.g.e., VII, 558 vd.; ez-Zühaylî, a.g.e., VII, 712 vd.).