Halife tâyin etmenin büyük hikmetlerinden biri de müslümanları bir araya getirip birleştirmek olduğundan, bir zamanda iki halifenin tayin edilmesi caiz değildir. Peygamber (sav) bu hususta şöyle buyuruyor: İki halifeye beyat edilirse İkincisini öldürünüz (1).
Yani ehil bir halife tayin edildiği halde başka bir cemaat bir araya gelerek başka bir halife tayin ederse ikinci halife müslümanlann bölünmelerine meydan verdiği için hilafeti muteber olmadığı gibi idama da mahkûm edilir.
HALİFE ADAYINDA ARANILAN ŞARTLAR
Klasik dönem İslâm amme hukuk doktrininde, halifede bulunması gerektiği düşünülen şartlar, özellikle halifenin o toplumda en bilgili, erdemli, itibarlı ve liyakatli kimse olması gereği ve bunu sağlayacak tedbirler üzerinde ayrıntı ile durulur. Değişik vesilelerle, halifenin şûra veya ehlü’l-hal ve’l-akd denilen kurulun seçimiyle ya da bir nevi genel seçim demek olan halkın biatıyla iş başına gelmesinin önemi vurgulanır. Mevcut halifenin, kendi yerine geçecek halifeyi belirlemesinin aday gösterme mi yoksa atama mı olduğu hususu ise tartışmalıdır. İslâm hukukçuları genelde, her durumda halktan veya halkı temsilen halkın bilgili, seçkin ve toplumda ağırlığı olan temsilcilerinden oluşan ve ehlü’l-hal ve’l-akd olarak isimlendirilen heyetten biat alınması gereği üzerinde durarak, halifenin yetkisini veraset ve saltanat usulünden değil, ümmetten aldığı fikrini vurgulamaya çalışırlar.
Dipnot
(1) Müslim