Borçlu olan kimse borcun va’desi gelmiş ve mâli durumu müsait ise borcunu kapatmadan yola çıkması caiz değildir. Ama vadesi gelmiş, durumu müsait değil veya durumu müsait borcun vadesi gelmemiş ise bu durumda hem Hanefî hem Şâfn’ye göre yola çıkmasında beis yoktur.
İslam’a göre borcunu ödeyecek imkanlara sahip olan kişi özellikle o borç özelinde zengin sayılır. Zenginin ise borcunu alacaklısının rızası dışında ertelemesi Efendimiz (sas)’in beyanıyla ‘zulümdür’.
Zira Allah Rasulu (sas) çok açık ve net;
“Zenginin borcunu geciktirmesi zulümdür.” (Buhari, Havale, 1, 2, İstikraz, 12; Müslim, Musakat, 33; Ebu Davud, Buyu,10) buyurur.
Ama hakikaten darlık ve ödeme güçlüğü içindeyse, ona yardım etmek de alacaklıya ve bütün bir topluma düşen insani, ahlakî ve İslamî bir davranış biçimidir. Kur’an,
“Eğer borçlu sıkıntıda ise kolaylığa çıkıncaya kadar ona mühlet verin!”
der ve ardından bir adım daha ileri atarak alacağın bağışlanmasını salık verir:
“Şayet bilirseniz, alacağınızı bağışlamanız sizin için daha da hayırlıdır.” (Bakara, 2/280)