Hisse senedi almak, bir şirkete ortak olmak demektir; Ayrıca Açığa satış işlemi, sahip olunmayan sermaye piyasası araçlarının (hisse senedi gibi) satılmasını ya da satışına ilişkin emrin verilmesini ifade eder. Açığa satış işlemi, sahip olunmayan sermaye piyasası araçlarının (hisse senedi gibi) satılmasını ya da satışına ilişkin emrin verilmesini ifade eder. Kısacası borsalar, hisse senetlerinin alım satımlarının yapıldığı yerlerdir.
Fıkıh bilginlerinin çoğu, dinin yasakladığı saha ve şekillerde üretim ve ticarî faaliyet yapmayan, yani meşru ölçüler dahilinde çalışan firma ve kuruluşlara ait hisse senetlerinin alım-satımını caiz görürken, borçlanma senedi demek olan tahvil ve istikraz belgeleri için aynı hükmü vermemişlerdir.
Borsada belli hisselerin düşüşe geçeceğine inanan yatırımcıların başvurduğu bu yöntemde, fiyatı yüksek olan hisselerin satılması ve fiyatlar düştüğünde tekrar satın alınarak sahibine iade edilmesi suretiyle aradaki fiyat farkından kazanç elde edilmesi hedeflenir. İşlemin yapıldığı günden takas gününe (T+2) kadar olan süre içerisinde yatırımcının beklentisi (fiyat düşüşü) gerçekleştiği takdirde satılan hisse senetleri piyasadan satın alınarak karşı tarafa teslim edilir ve işlem sonlandırılmış olur. Ancak bu süre zarfında beklenti gerçekleşmediği takdirde, satılan hisse senetlerinin takas günü bir şekilde teslim edilmesi gerektiğinden, bu miktardaki hisse bir başka kaynaktan borç suretiyle temin edilerek işlem kapatılır.
İslam fıkhı açısından açığa satış işlemleri; sahip olunmayan hisselerin satışını konu edinmesi, hisselerin borç işlemlerine konu olabilecek mislî bir mal olmaması veya borç olarak alınan hisseler karşılığında talep edilecek fazlalığın faiz yasağını ihlal etmesi sebebiyle caiz değildir.
İMKB’de hisse senedi alıp satmanın İslami kurallara uygun olup olmadığına, şu konulara uygun olup olmadığına bakarak kararı vereceğiz:
1. Doğrudan faiz muamelesi yapan şirketlerin hisse senetlerini almak ittifakla haramdır. Bankalar, bankerlik ve tefecilik kuruluşları gibi.
2. Şer’an mütekavvim olmayan, yani alınıp satılması helal sayılmayan şeylerin üretim ve alım-satımıyla uğraşan şirketlerin hisse senedini almak da aynıdır; şarap, bira vb. şeyler üreten kuruluşlar gibi…
3. Mütekavvim, yani alınıp satılması helal olan mal üretmekle beraber, bizzat ortak olunan o malı faizli muamelerlerle satan ve faiz sebebiyle elde ettiği kârı diğerine karışan ve toplam kârının yarısı ve daha fazlası olan şirketlere hisse senediyle ortak olmak da haramdır.
4. Ortak olunan şey helal bir üretim olmakla beraber, şirketi elinde bulunduran Müslümanlar başka haram işlerle de uğraşıyorlarsa, onlardan hisse senedi almak suretiyle onları desteklemek “günahda yardımlaşma” anlamı taşır. Halbuki bu Kuran-ı Kerim’de yasaklanmıştır,
5. Yahudi ve Hristiyanların hakim olduğu şirketlerden hisse senedi almak, başka hiç bir mahzur yoksa en azından mekruhtur. Fıkıh kitaplarımıza bakıldığında; komünist, mason ve ateistlerin hakimiyetinde bulunan şirketlerden hisse senedi almak caiz değildir, gibi bir sonuç çıkarılabilir.
6. Satın alınan hissenin fabrikanın tümüne nisbeti, yani kaçta kaçından ibaret olduğunu bilmek lazımdır. Yani alınan miktar belirsiz olmamalıdır.
7. Mal olması gerekir. Sermayesi olmayan vücuh-kredi şirketi gibi, bir müesesenin hisselerini satın almak caiz değildir.
8. Aslında helâl olan fakat İslâm’a uygun olarak çalıştırılmayan bir fabrikanın hisse senetlerine sahip olan birisinden alacağını alabilmek için, bu kişinin hisse senetlerini almak caizdir. Şu var ki, bu hisseleri bir an evvel elden çıkarıp satmak gerekir. Ve bu arada hissesine bir kâr düşerse, onu amme maslahatına veya fakirlere vermesi gerekir.
9. İdaresine Müslümanların hakim olduğu, haramla iştigal etmeyen, daha şeffaf olup satıma konu olan şirket varlığını dolayısı ile satılan senede düşen hisseyi açıkça bildiren, senetleri isme muharrer olup, ortaklıktan vazgeçmek isteyenlere bu imkânı sağlayan şirketlerin hisse senetlerini almak ittifakla caizdir.
Ve bu Müslüman iş adamları, İslâmî teşebbüsler ve helal sermaye için son derece önemli bir konudur. Çünkü, işaret ettiğimiz gibi, hisse senetleri, İslâm’a göre en büyük haramlardan olan faizin şu andaki en önemli alternatifi, işletme ve yatırım sermayesi temini için en kestirme yoldur. Müslümanlar bunu haram unsurlardan uzaklaştırarak uygulayabilseler, helal temellere oturmuş, millete hizmeti ibadet bilen çok büyük işletmelerin doğmasına ve faizin belinin kırılmasına sebep olabilirler.
Din İşleri Yüksek Kurulu’nun bu konu ile ilgili olarak verdiği fetva şöyledir: “Çeşitli ticaret ve sanayii kuruluşları tarafından çıkarılıp, serbest piyasada ve menkul değerler borsasın-da, günlük değer üzerinden alınıp şahlan hisse senetleri üretim, ticaret veya hizmet yapan bir şirkete ortaklığı İfade etmektedir. Bu senetlere sahip olan kimseler ellerindeki senedi temsil ettiği ölçüde, İlgili şirketin kâr ve zararına ortak olurlar. Şirketin meşguliyet alanı dinen yasaklanmış işler olmadıkça, bu tür şirketlerin çıkardığı hisse senetlerinin ve sahiplerine- belirli süreler sonunda dağıtılan kâr hissesinin alınmasında dinen bir sakınca yoktur.”
Bir kaç yıl önce Din İşleri Yüksek Kurulu’nun verdiği bu fetva güncel- önemli bir konuyu aydınlatmıştır.
Haramsa Neden Haram Helalse Neden Helal?
İnsanlar borsa gibi yerlerden elde ettiği kazançtan şüphe duyar bu bazen kulaktan dolma bilgilerle bazen de kendi inançları gereği böyle olur. Peki, gerçekten durum nedir borsada elde edilen kazanca gölge düşmesi doğru mudur yoksa yanlış mıdır? Ya da soruyu bu şekil de düşünürseniz kime göre neye göre?
Burada iddia edilen olaya önce haram diyenlerden başlayalım. Gerekçeleri itibariyle birçok din hocasından, diyanetten ve müftülük gibi kurumlardan icazet alamamış olması sebep gösterilir. Haram diyen kesime, Helal bir kazançtır diye cevap veren kesimin gerekçesi ise kaybetme riskinin olduğunu öne sürerler. Çünkü Bankada faize para verilirse kesin bir kazanç söz konusudur ve bu haramdır ancak kaybetmenin de mümkün olduğu bir yerde böyle bir şey söz konusu değil diye düşünen kesim ağırlıktadır. Peki, borsadan elde edilen kazanca helal diyenler neden helal diyorlar gerekçeleri nedir?
Yukarıda açıklandığı üzere kazanca helal diyenler. Yaptıkları işin garantisi olmadığını bu nedenle ticaret yaptıklarını söylerler zarar etme ve kar etme olabileceği için. Ancak bu kazanca haram diyenlerin gerekçeleri ise ticarette kiminle ticaret yaptığınızı bilirsiniz ancak borsa da aldığınız veya sattığınız hisse senedi vb. nesneyi kime sattığınızı veya kimden aldığınızı bilmediğinizi ve ticaretin şeffaflık ilkesine aykırı olduğu gerekçesi ile kazancın helal olmadığını savunur ya da kabul ederler. Kısaca, borsadan kazanılan para helal midir? Sorusu ucu açık bir konudur. Bu konuda sadece bireyler değil, birçok din adamının ve âlimin ikiye ayrıldığını görmek mümkündür.