İslâm’ın hakimiyyeti altında yaşayan gayr-i müslimle-rin mal, namus ve canlarım korumak karşılığında devlete verdikleri bir çeşit vergidir. Cizyenin meşrû’iyyeti Kur’an-ı Kerîm, sünnet ve icmâ’-ı ümmet ile sabit olmuştur. Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: “Kendilerine kitab verilenlerden Allah’a ve ahiret gününene inanmayan, Allah’ın ve Resulünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dinini din edinmeyen kimselerle küçülerek elleriyle cizye verecekleri zamana kadar savaşın” (15).
Hazreti Peygamber (sav) de “Hecir” ahalisinden cizye aldı (16).
Hazret-i Ömer (ra) İran halkından cizye aldı (17).
İslâm dini müslümanlardan zekât alınmasını emrettiği gibi müslüman olmayanlardan da cizye alınmasını emretti. Çünkü her iki cemâat da İslâm bayrağı altında yaşıyor. İslâm devleti müslü-manları himâye ettiği gibi zimmîleri de himâye eder.
İslâm dinî muhtaç olan kimselerin ihtiyaçlarını karşılamak için maddî durumu iyi olan müslümanlan mallarından belirli bir nisbette zekât vermekle mükellef kıldığı gibi, İslâm hakimiyeti altında yaşamayı kabullenen gayr-ı müslimleri de cizye denen bir miktar vergi vermekle mükellef kılmıştır. Bu, senede bir defa verilir. Cizye verme hususunda bütün zimmî’ler müsavidir (eşittir). Yalnız fakir olan kimse oniki, orta halli olan kimse yirmidört ve zengin olan kimse kırksekiz dirhem verecektir. Kırkesiz dirhem yaklaşık olarak yüzelli gram gümüştür. Aslında zaman ve mekâna göre bu nisbet değişebilir. Daha az alınabileceği gibi, daha fazla da alınabilir. Yalnız kadın, çocuk ve sadakaya muhtaç olan kimselerden cizye alınmaz.
İslâm devleti müslüman olmayanlardan cizye aldığı takdirde onların can, namus ve mallarını korumakla mükelleftir. Hattâ onlan koruyacak güçte olmadığı takdirde onlardan cizye almayacaktır. Bunun için Şam cephesi emiri Ebû Ubeyde, gayr-ı müslimler-den cizye aldıktan sonra Rumların büyük bir orduyla müslümanla-ra karşı taarruza geçeceklerinin haberini aldı. Gayr-ı müslimleri düşmandan koruyamayacağını sezince, Suriye’nin muhtelif şehirlerinde bulunan valilere, zimmîlerden aldıkları cizyeyi geri vermelerini ve geri vermenin sebebini beyan etmeleri için tamim yazdırdı. Bunun üzerine gayr-ı müslimler Allah sizleri başımıza geri getirsin ve sizi muzaffer kılsın diye dua ettiler (18).
Dipnot
(15) Tevbe, âyet 29
(16) Buhârî
(17) Tirmizî
(18) Kitâbu’l-Haraç, s. 166