Süt hısımlığının oluşması için, emziren kadının sütünün bebeğin midesine ulaşması gerekir. Süt akrabalığının gerçekleşmesi için gerekli olan süt emme miktarı konusunda fıkıh bilginlerince farklı görüşler ileri sürülmüştür. Hanefî ve Mâlikîler süt akrabalığının oluşması için süt emme çağında bir damla sütün mideye ulaşmasını yeterli görürken, Şafiî ve Hanbelîller beş defa doyasıya emmeyi şart koşmuşlardır (Merğinânî, el-Hidâye, III, 138; İbn Kudâme, el-Muğnî, XI, 309).
Buna göre, süt gelmeyen memeyi emmekle süt akrabalığı oluşmaz.
Evliliği Haram Kılan Süt Hısımlığının Şartları:
1. Sütün, bir kadına ait olması gerekir. Çoğunluğa göre, süt emziren kadının evli veya bekâr olması veya kocasının bulunmaması, sonucu değiştirmez. Sütten başka bir şeyi, meselâ; sarı su, kan veya kusuntuyu yemekle süt hısımlığı doğmaz. Erkeğin veya bir hayvanın sütü de hısımlık doğurmaz.
2. Sütün, emen çocuğun midesine ulaşması gerekir. Sütü memeden emmekle, bir kap veya bardaktan içmek birdir. Çocuk memeyi ağzına alır, fakat süt emip emmediği bilinmezse, haramlık doğmaz. Çünkü şüphe ile hüküm sabit olmaz. Mâlikîlere göre ise bu durumda ihtiyatla amel ederek haramlık sabit görülür. Şâfiî ve Hanbelîler ise beş ayrı emmeyi şart koşarlar. Çünkü Hz. Âişe (ra)’den rivayete göre, Kur’ân’da önce; “On defa emmekle haramlık doğar” âyeti gelmiş, daha sonra inen bir âyetle emme sayısı beşe indirilmiştir. Bu âyet Kur’ân’da okunurken Hz. Peygamber (asm) vefat etmiştir. (bk. Dârimî, Nikâh, 49; Müslim, Radâ’, 25; Ebû Dâvud, Nikâh, 10; Tirmizî, Rada’, 3; Malik, Muvatta’, Rada’, 18).
Şâfiîlere göre emme sayısını beşe indiren bu âyet hükmü Kur’ân’a yazılıp, okunması neshedilmiş bir âyet olsa da hükmü devam etmektedir. Bu, “İhtiyar erkekle, ihtiyar kadın zina ederse, onları recmedin.” (bk. İbn Mâce, Hudûd, 9; Dârimî, Hudûd, 16; Mâlik, Muvatta, Hudûd, 10) âyetine benzer.
İbnül-Hümâm (ö. 861/1457) beş defa emme bildiren âyetin yalnız tilavetinin değil, hükmünün de neshedildiğini belirtmiştir. (İbnül-Hümâm, Fethul-Kadîr, Mısır 1316/1898, III, 345 vd.).
Hanefilerle Mâlikîlere göre süt emme miktarı az olsun çok olsun sonuç değişmez. Delil: “Süt emziren analarınız (size haram kılındı).” (Nisâ, 4/23) âyeti ile, “Nesepçe haram olanlar süt yoluyla da haram olurlar.” (Buhârî, Şehâdât, 7; Müslim, Iradâ’, I) hadisidir. Bu âyet ve hadiste emme miktarı ve sayısı belirlenmemiştir.
3. Emzirmenin ağız veya burun yoluyla olması gerekir. Çünkü süt, ancak bu iki yoldan boğaz yoluyla mideye ulaşır ve gıdalanma meydana gelir.
Hanefi, Şâfiî ve Hanbelîlere göre, idrar yollarına, göze, kulağa veya bir yaraya akıtılacak kadın sütü ile hısımlık doğmaz.
4. Sütün başka bir sıvı ile karışmaması gerekir. Süt başka bir sıvı ile karışırsa, Hanefi ve Mâlikîlere göre çok olanı esas alınır. Süt fazla ise haramlık doğurur. Ebû Hanîfe’ye göre, bir gıda ile karıştırılan süt az olsun çok olsun haramlık doğurmaz. Çünkü bu gıda sütün kuvvetini giderir. Hüküm olarak gıda kısmı sütten fazla sayılır.
İman Ebû Yusuf ve İman Muhammed, burada da çok olanı esas alırlar.
Bir kadının sütü başka bir kadının sütü ile karıştırarak çocuğa içirilse, Ebû Hanîfe ve Ebu Yusuf’a göre, çok olan esas alınır. Sütler eşit olursa, karışma yüzünden her iki kadın bakımından da, haramlık doğar. Mâlikîlere, İmam Muhammed ve Züfer’e göre bu durumlarda her iki bakımdan süt hısımlığı doğar. Sütlerin eşit veya birisinin eksik ya da fazla olması, sonucu değiştirmez. Tercih edilen görüş budur. Çünkü sütler bir cinstir. Aynı cinsten iki şey arasında galipliğin hükmü bulunmaz. Günümüzde bazı ülke ve beldelerde görülen “Anne sütü bankası.”nda karışan anne sütlerini yukarıdaki esaslara göre çözümlemek gerekir (el-Kâsânî, Bedâyiu’s-Sanâyi’, Beyrut 1394/1974, IV, 135 vd.; İbn Kudâme, el-Muğnî, Kahire 1970, VII, 537 vd.; İbn Rüşd, Bidâyetül-Müctehid, Mısır (t.y.), II, 34 vd.; ez-Zühayli, el-Fıkhul-İslâmî ve Edilletüh Dimaşk 1405/1985, VII, 705 vd.).
5. Çoğunluğa göre, hısımlık doğuran sütün ilk iki yaş içinde emilmesi gerekir. Çünkü âyette “Anneler, çocuklarını iki bütün yıl emzirirler.” buyurulmuştur. Nesep hısımı olan çocuklarla ilgili olan bu hüküm, süt emen diğer çocukları da kapsar. Hadiste “Süt hısımlığı ancak iki yaş içinde emzirilen sütle oluşur.” (Buhârî, Nikâh, 21) buyurulur.
Ebû Hanife’ye göre ise emme süresi otuz aydır. Delil şu âyettir: “Çocuğun ana karnında taşınması ile sütten ayrılmasının süresi otuz aydır.” (Ahkâf, 46/15). Burada 30 ay, hem gebeliğin, hem de sütten ayrılmanın ayrı ayrı süresidir.
Çoğunluk fakihlere göre ise, iki yıl emme süresi ile gebeliğin en kısa süresi olan altı ayın toplamı verilmiştir. Nitekim sütten ayrılmanın iki yıl olduğunu belirleyen başka delillerde vardır. Başka bir âyette şöyle buyurulur:
” Biz insana ana-babasına itaat etmesini bildirdik. O’nun anası kendisini zahmet üstüne zahmetle taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl sürmüştür.” (Lokmân, 31/21).
Süt Emme Yoluyla Meydana Gelen Evlenme Yasağı:
Kur’ân-ı Kerîm’de;
“Sizi emziren analarınız ve süt kız kardeşleriniz (size haram kılındı).” (Nisa, 4/23)
buyurulur. Bu âyette yalnız iki tane süt hısımından söz edilmiştir. Bu konuda genel prensip şu hadisle konulmuştur:
“Nesepçe haram olanlar süt yoluyla da haram olurlar.” (Buhârî, Şehâdât, 7; Müslim, Rada’, I).
Yine nesep yoluyla, evlenmekle ortaya çıkan sıhrî hısımlıklara kıyasla, süt yoluyla da sıhrî hısımlıklar oluşur. Ancak bunun iki istisnası vardır.