Çoğumuzun beğendiği hatta çocuklarımızın ismini koyduğumuz bir ad veya isim olarak geçmektedir. Aslında Elyasa anlamı nedir? diye soracaksanız.! Öncelikle Evvela şöyle başlamakta fayda vardır. Elyasa İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerden olup, Kur’ân-ı Kerîm’de iki âyet-i kerîmede kendisinden bahsedilmektedir. İlyâs aleyhisselâmdan sonra peygamber olarak gönderilmiş ve Mûsâ aleyhisselâmın dînini yaymakla vazîfelendirilmişti.
“(Ey Rasûlüm!) İsmâîl’i, Elyesa’yı, Zülkifl’i de hatırla! Hepsi de en hayırlı kimselerden idi.” (Sâd, 48)
Elyesa’ -aleyhisselâm-’la alâkalı diğer âyet-i kerîme şöyledir:
“İsmâîl’e, Elyesa’ya, Yûnus’a ve Lût’a da hidâyet (peygamberlik) verdik. Hepsini âlemler üzerine üstün kıldık.” (el-En’âm, 86)
“Elyesa” kelimesinin aslı ve söylenişi hakkında farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bazı müfessirler kelimenin aslının “Yesa” veya “Leysa”, başındaki “El”in ise harf-i ta’rif olduğunu söylemişlerdir. Yaygın olan telaffuz şekli Elyesa’ olmakla birlikte bu adı Elleysa şeklinde okuyanlar da vardır. (bk. Kurtubî, VII, 32-33)
Genç iken İlyâs aleyhisselâmın duâsıyla hastalıktan kurtulan Elyesa’ aleyhisselâm, İlyâs aleyhisselâmdan Tevrât’ı öğrendi. Onun yanından ayrılmadı. İlyâs aleyhisselâmdan sonra, Allahü teâlâ tarafından peygamber olarak gönderildi. Azgınlık ve taşkınlı k yapan İsrâiloğullarını Allahü teâlânın dînine dâvet etti. İsrâiloğulları, ona inanmadıkları gibi, kendi aralarında büyük anlaşmazlıklara düştüler. Allahü teâlâ üzerlerine Âsûrluları gönderdi. İsrâiloğulları, Âsûrlulara esir olup, zelîl ve perişân b ir hayât sürdüler. Elyesa’ aleyhisselâm vefâtına yakın, Zülkifl aleyhisselâmı yanına çağırıp, kendinden sonra onu yerine halîfe tâyin etti. (Taberî-Sa’lebî, Kisâî)
Eski Ahit’te Elişa ismiyle anılan Elyesa’nın mezar ve türbesinin Zülkifl Peygamber ile Diyarbakır’ın Eğil ilçesindedir. Bir başka rivayete göre Eyyub Peygamber’i ziyarete giderken öldüğü Urfa’da, Eyyub Türbesi’nin güneybatısında köye 500 metre mesafedeki makamdadır. Asırlardır Elyesa makamı olarak ziyaret edilmektedir.
Elyesa aleyhisselam, İsrailoğullarının ıslâhı için uğraştı, tebliğ vazifesi yaptı. Azgınlık ve taşkınlıklarını günden güne arttıran bu kavim, Allahü teâlânın kendilerine gönderdiği kitâbın gösterdiği yoldan ayrıldı. Kabîleler, devletin başına geçmek yarışına girdi. Aralarındaki ayrılık ve başka memleket meseleleri yüzünden birbirlerine düştüler.
İsrailoğulları arasındaki fitnenin kavga ve çekişmelerin sonu gelmez oldu. Nihâyet Allahü teâlâ üzerlerine Asûr devletini musallat kıldı. Esir olup zelîl ve perîşân bir hayat sürmeye başladılar. Bu hâdiselerin vukû bulduğu sıralarda, Yunus aleyhisselam, Asûrluların başşehri olan Ninova’da dünyâya gelmişti.
İsrailoğulları, Elyesa aleyhisselama bâzan uyup, bildirdiği emirleri yerine getirdiler. Bâzan da muhâlefet ettiler. Elyesa aleyhisselam vefatına yakın Zülkifl aleyhisselamı yanına çağırıp, kendinden sonra onu yerine halîfe tâyin etti.
HZ. ELYESA’NIN MUCİZELERİ
Nişancızâde Muhyiddin Mehmed Bey’in Mir’ât-ı Kâinât adlı kitabında Elyesa’ -aleyhisselâm-’ın mûcizeleri hakkında şunlar anlatılır:
Eriha şehrindeki halkın içme suları acılaşmıştı. Hemen Hazret-i Elyesa’ya koştular. Kendisinden yardım taleb ettiler. O da, acılaşmış olan suyun içine bir miktar tuz parçası atarak: “Tatlı ol!” dedi. Allâh’ın izni ile su öncekinden daha tatlı ve lezzetli bir hâle geldi.
Rivâyet edilir ki, borçlu ve dul bir kadın Elyesa’ -aleyhisselâm-’a geldi. Fakirliğini anlattı. Hazret-i Elyesa’ sordu:
“–Evinde neyin var?”
Kadın:
“–Bir avuç kadar yağım var!” dedi.
Elyesa’ -aleyhisselâm-:
“–Git, o yağı bir kabın içine koy!” dedi.
Kadın, evine giderek kendisine söyleneni yaptığında, bütün kaplarının yağ ile dolduğunu gördü. Bu mûcize ile bütün borçlarını ödedi, yine de elindeki yağlar tükenmedi.
Elyesa’ -aleyhisselâm-, vefâtına yaklaştığında Zülkifl -aleyhisselâm-’ı yanına çağırdı. Ve Allâh’ın emri ile kendisinden sonra yerine halef olarak onu tâyîn etti. Aleyhisselâm!..