Temettu veya kırana niyet eden hacıların, Cenab-ı Hak kendilerine aynı mevsimde hac ve umreyi nasip ettiği için şükür olarak kesecekleri hayvanları Harem dâhilinde kesmeleri gerekir (Bakara, 2/196; Mâide, 5/95). Bu kurbanın, kurban bayramında kesilen udhiyye kurbanı ile ilgisi olmadığından dolayı, Harem bölgesi dışında kesilmesi geçerli değildir (Merğînânî, el-Hidâye, II, 493). Aynı şekilde hac ve umre ile ilgili ceza kurbanlarının da Harem Bölgesi’nde kesilmeleri gerekir.
Yolcu (seferi olan mümin mükellef) bir yerde konakladığında, bu konaklama mesela Hanefî mezhebine göre on beş gün ve daha fazla olacaksa, namazları tam kılar (kasr yapmaz); ama bu kişi yolcu olmaktan çıkmaz, ülkesine dönünceye kadar kurban gibi konularda yine seferidir. Kurban kesmesi vacib değildir.
Temettu Haccı (Aynı hac mevsiminde, önce umre yapıp ihramdan çıktıktan sonra hac için tekrar ihrama girilerek yapılan hac) ile Kırân Haccı (Bir niyetle hac ve umre için ihrama girilerek yapılan hac)’nda harem bölgesinde (Kâbe ve civarı) şükür kurbanı (hac kurbanı, hedy) kesilmesi haccın vaciplerindendir (Bakara, 2/196).
Bu nedenle hac ibadetinin tamamlayıcı bir unsuru olan hac kurbanının harem bölgesi dışında kesilmesi caiz değildir. Bu konuda İslam bilginleri arasında herhangi bir görüş ayrılığı bulunmamaktadır. Bugün kurban etleri, kurban organizasyonunu yürüten İslam Kalkınma Bankası tarafından fakir ülkelere ulaştırılarak değerlendirilmeltedir.
Hac ibadetini yapan kişilerin udhiye (kurban bayramında kestiğimiz kurbanı) kesmeleri vacip değildir. Ancak bu kişiler, dilerlerse, hac kurbanı dışında, Bayram münasebetiyle nafile olarak kurban kesmek istemeleri halinde, bunu vekâlet yoluyla Türkiye”de kestirmeleri daha uygun olur.