Bir kişi, içinden yemin etse veya bir şey adasa; bu durumda yemin ve adak hükümleri oluşur mu?
İslam dininin esaslarına göre sadece düşünmek ve niyet etmekle sorumluluk altına girilmez. Sorumluluğun oluşabilmesi için irade beyanı şarttır.
Bu itibarla yemin ve adağın da geçerli olabilmesi için dille telaffuz edilmeleri gerekir. Telaffuz etmeden sadece içinden geçirmekle yemin ve adak hükümleri oluşmaz (Kâsânî, Bedâi‘, III, 5; V, 81-82; Nevevî, el-Mecmu, VIII, 434; Dimyati, İanetu’t-Talibin, II, 412).
Tasavvur, aslında bir hüküm olmadığı için herhangi bir hükmün illeti de olmaz. Bunun içindir ki, tasavvur-u küfür, küfür değildir. Tasavvur-u şetim / sövme tasavvuru sövme sayılmaz.
Yalnız şuna dikkat etmek gerekir; o tür düşünceler veya yemin gibi şeyler aklımıza, hayalimize geldiği zaman onlara dikkat ile, ilgilenmek ile, niyet ile sahiplenmeye çalışmamak gerekir… Yani onlarla uğraşmamak, onları yok hükmünde saymak önem arz eder.
Yemin etmemeye yemin etmek de yemin sayılır; bozulduğu takdirde kefaret gerekir. Bu sebeple böyle bir yola baş vurmanın akıllıca bir iş olduğunu düşünemiyoruz. İnsanın kendi kendini lüzumsuz yere zora sokması da doğru değildir.