Oturup, faiz, içki ve kumar gibi haram şeyler hakkında cemaatla konuştuğumuzda hemen cemaat tarafından, “Hocam! Siz bu haramları anlatıyorsunuz, size soruyorum maaşınız faiz, içki, kumar vesaire kesbi habis maddelerinin birleşmesinden veriliyor. Sonra bankalardan geçiyor, bu da haram değil midir?” sorusuna muhatap kalıyor ve susuyoruz.
Zamanımızda helâl ve haram birbirine o kadar karışmıştır ki İslâm’ın emrettiği şekilde helâl lokma ve hırka bulmak artık mümkün değildir. Hiç bir kimse benim elimdeki mal şüpheden halidir, helâldir, diyemez. Bazı kimseler devletin elindeki mal haram olduğu ve maaş bankadan verildiği için devlet memuru olmak caiz değildir, diyor.
Acaba memur olsun olmasın devletin malım yemeyen kimse bu zamanda var mıdır? Çay, kahve ve şeker gibi şeyler devlete ait olan Tekel dairesinden gelmiyor mu? Bu zamanda bunları içmeyen kimse tasavvur edilir mi? Halkın elinde sigara, tuz, para ve benzeri şeyler hepsi devletin malı değil midir? Binâenaleyh bu zamanda şüpheden kurtulmak mümkün değildir.
İbn Hacer, Zerkeşî’den naklen şöyle diyor: “Haram, bir ülkede umumileşir ve helâl nadiren bulunursa, .ihtiyaç nisbetine göre ondan istifade etmek caizdir (43).
Yalnız böyle bir zamanda bize düşen vazife, bilfiil harama girmemektir.
Dipnot
(43) el-Fetavâ el-Kübrâ, c. 4, s. 357