İslâm’ın kadına tanıdığı haklar ve bunların sürekliliği her asrı ve ülkeyi kapsamına alıcı nitelikte midir? Bize bir kaç örnekle açıklar mısınız?
Bir kaç müstesna, İslâm’ın erkeğe tanıdığı bütün haklan kadına da tanımıştır. Meselâ öğrenim, öğretim, görev alma, çalışma, ticaret yapma, miras, seçme ve seçilme hakları gibi haklan erkeğe verdiği gibi kadına da vermiştir. Ama bütün bunlann şartla-n vardır. Bu şartlar dahilinde bunlan yapabilir. Meselâ hacca gitmek, büyük bir ibadettir. Kadın zengin olursa bu ibadeti yapmak zorundadır. Yalnız koca veya velisinin beraberinde olması gerekir. Bunlardan birisi olmazsa emniyet meselesi için hacca gitmesi haramdır.
Ancak Şâfiî mezhebine göre yol emniyeti olduğu takdirde bir kaç kadının refakatıyla hacca bir defaya mahsus gidebilir. Bunun gibi görev alırken, ticaret yaparken ve çalışırken İslâm’ın kabul etmediği halvetin olmaması gerekir. Kadımn yabancı bir erkekle baş-başa kalması veya veli, yada kocası olmadan uzak bir yere gitmesi caiz değildir. Çünkü kadının, emniyet ve şerefi çok önemlidir, görev, ticaret ve benzeri şeylerden çok üstündür. Görüldüğü gibi böyle şartların koşulması yine kadınm maslâhatı içindir.
İslâm’ın verdiği bu haklar, her yer ve zamanda geçerlidir. Yalnız kadm zayıf olduğundan her asırda mağdur edilmiştir. Bu zamanda da hürriyet ve san’at perdesi altında daha fazla mağdur edilip aldatılmış ve yuvasından çıkarılmıştır. Özellikle ahlâk dışı ticaret yapanların ve menfi basının sermayesi durumuna düşürülmüştür.