Kur’an, İslâm dininin kutsal kitabıdır. Kur’an, bir görüşmeler dizisi boyunca, baş melek Cebrail tarafından Hz. Muhammed’e indirilmiş Allah’ın sözlerini içerir.
Kur’an, Müslümanların, hayatlarını nasıl idame ettirecekleriyle ilgili ayetler dizisidir. Günlük duaları belirler, kardeşçe yaşama ve Müslümanlar arasındaki yardımlaşma gereğini vurgular. Müslümanlar,
Hz. Muhammed’e tapmazlar ama ona çok büyük bir saygı gösterirler. Müslümanlar, Kur’an’m, Allah’ın sözleri olduğuna ve Hz. Muhammed tarafından yazılmadığına inanırlar.
Kur’ân’ın Toplanması:
Ashab-ı Kiram, Hz. Peygamber (s.a.s)’in sağlığında Kur’an’ın bütününü yazmıştır. İnen her âyeti bizzat Hz. Peygamber tarafından vahiy katiplerine okunur, onlar da yerlerine yazarlardı. Ancak Hz. Peygamber (s.a.s), nâzil olan âyetlerin ashabı tarafından ezberlenmesini yeterli görmemiştir.
Çünkü onları ashabından ne kadar çok kimse ezberlemiş olursa olsun, hafıza, daima unutkanlık illetine maruz kalabilecek olan bir yetenektir ve belirli bir zaman için çok güçlü olsa bile, sonradan bu gücünü ve dolayısıyla güvenilir olma vasfını yitirebilir. İşte bu sebeble Hz. Peygamber, vahyi ezberleyenler yanında, onu bir de yanlışsız olarak yazabilecek kâtipler edinmiş ve kendisine bir âyet nazil olduğu zaman, onu bu katipler aracılığıyla yazdırmıştır.
Hz. Ebu Bekir, Ömer b. Hattab, Osman b. Affân, Ali b. Ebî Tâlib, Zubeyr b. el-Avvâm, Ubeyy ibn Ka’b, Zeyd b. Sâbit, Muâviye b. Ebî Süfyan, Muhammed b. Mesleme, Eban b. Sa’d, Hz. Peygambere vahiy katipliği yapan sahabilerden bazılarıdır.
Kur’an-ı Kerim, Hz. peygamber devrinde bizzat vahiy meleği ve Nebi (s.a.s)’in birbirlerine karşılıklı okumaları ve de sahabilerin ezberlemesiyle korunmuştur. Ancak Hz. Peygamber’ in sağlığı müddetince devam eden vahyin bütün bir kitabta toplanmasına imkân yoktu.
Çünkü vahyin Hz. Peygamberin ölümüne kadar devam ettiği bilinmektedir (Buharî herrid-i Sarih, XI, 228) Hz. Peygamber’in vefatından dokuz gün öncesine kadar devam eden vahiy Onun vefatıyla son buldu. Böylece Kur’an inen son âyetle tamamlanmış oldu.