Kumar; oyun kâğıdı, tavla ve benzeri şeylerle para karşılığında oynamaktır. Onunla oynamak büyük günahlardan birisidir. Çünkü bir oturmada büyük servetlerin yok olmasına ve birçok yuvaların yıkılmasına vesile olur. Kumar yoluyla kazanılan para haram olup sahibine iâde edilmesi lâzımdır. Cenâb-ı Hakk buyuruyor: “Şüphesiz içki, kumar, dikili putlar ve fal okları şeytanın işinden birer pisliktir. Ondan sakınınız ki felaha kavuşabilesiniz” (6).
Peygamber (sav) de buyuruyor: “Bazı kimseler başkasının malına haksız olarak dalarlar, onlar için Cehennem vardır” (7).
Kumar, insana yaratıcısını unutturan, namaz kılmaktan alıkoyan, tembelliğe sürükleyen, çalışma gücünü yokedip insanlar arasına kin ve düşmanlık saçan haksız bir kazanç yoludur. Fert ve toplum hayatında unutulmaz yaralar açan kumarın her türlüsü islâm dininde haram kılınmıştır.
Oynayana kazanç veya zarar getiren her türlü şans oyunu kumardır. Kumar, haksız yere başkasının malını almak, bile bile ortaklaşa hırsızlık yapmaktır. Kumar, toplumsal bir felâkettir. Dinin şiddetle yasakladığı bu yıkıcı kötülüğün pekçok âileyi sefil ve perişan ettiği her zaman görülmektedir. Hırsın verdiği heyecan ile sabahlara kadar kumar masalarından ayrılmayanlar, orada, sağlıklarını, servetlerini, ahlâklarını ve vakitlerini bırakarak insanlıktan uzaklaşır; bir gün kazananlar başka bir gün kaybederler.
Dipnot
(6) Mâide, âyet: 90
(7) Zevâcir c. 2, s. 198