Allahü Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de Kasas sûresi 68. âyetinde: “Senin Rabb’in dilediğini yaratır ve seçer.” buyurmuş ve her şeyden dört şeyi, sonra onlardan da birini seçmiştir:
Günlerden, Ramazan bayramı, Kurban bayramı, Arife günü ve Aşûre gününü seçmiş, onlardan da “Arife gününü” seçmiştir. Gecelerden, Berat gecesi, Kadir gecesi, Cuma gecesi ve bayram gecesini seçmiş, onlardan da “Kadir gecesini” seçmiştir.
Aylardan Receb, Şâban, Ramazan ve Muharrem’i seçmiş, onlardan da “Şâban’ı” seçmiştir. Onu Resûlullah’a mahsûs ay kılmıştır. Resûlullah peygamberlerin en üstünü olduğu gibi, onun ayı olan Şâban ayı da, ayların en üstünü olmuştur.
Hadîs-i şerîfte: “Şâban benim ayım, Recep Allahü Teâlâ’nm ayı, Ramazan da benim ümmetimin ayıdır. Şâban günahların kefâret ayı, Ramazan ise, günahların temizleyici ayıdır.” buyuruldu.
Yine hadis-i şerîfte: “Receb ayının diğer aylara olan üstünlüğü, Kur’ân-ı Kerîm’in diğer kitaplar üzerine o-lan üstünlüğü gibidir. Şâban’m diğer aylardan üstünlüğü, benim diğer peygamberlerden üstünlüğüm gibidir. Ramazan’m diğer aylardan üstünlüğü, Allahü Teâlâ’nm diğer insanlar üzerine üstünlüğü gibidir.” buyuruldu.
Enes bin Mâlik hazretleri anlatır: Resûlullah’m eshâb-ı kirâmı, Şâban aymm hilâlini görünce, Mushaf-ı şerîf üze-ri-ne kapanıp, Kur’ân-ı Kerîm okumağa devam ederlerdi.
Müslümanlar bu ayda, mallarının zekâtını çıkarıp, Rama-zân-ı şerîfte oruç tutacaklara kuvvet ve kudret bahşetmek için, fakir, miskin ve zaiflere verirlerdi. Hâkim ve vâliler, zindan ve hapishanede olanları huzûrlarına getirip cezalarım hafifletir veya serbest bırakırlardı. Tüccârlar, borçlarını öder, alacaklarını alırlardı. Ramazan ayını görünce de gusül edip, itikâfâ çekilirlerdi.