Talak/boşanma, Arapça’da sözlük anlamı olarak, ‘bağı çözme’ anlamına gelir. Terim olarak ise, “Kadınla erkek arasındaki evlenme akdi ile kurulan nikah bağının çözülmesi” demektir.
Allah (C.c.) evlenmeyi meşru kıldığı gibi boşanmayı da meşru kılmıştır. Boşanmanın meşruluğu kitap, sünnet ve sahabenin icmaı ile sabittir. İslâm’a göre evlilikten maksat, huzurlu bir aile hayatı kurmak ve böyle bir yuvada iyi bir nesil yetiştirmektir.
İbadetlerimizi tam olarak Kur’an ve Sünnet’e uygun yapabilmemiz ancak Allahu teala’nın bizler için belirlemiş olduğu hükümleri bilmek ve ilmini öğrenmekle mümkün olur. Kur’an’ı Kerim’in en önemli ahkamlarından biri olan “Boşanma” konusu günümüzde ne yazık ki yanlış bilinmekte ve bir çok yerde Kur’an’a uygun hükmedilmemektedir.
“Allah’ın helâl kıldığı şeyler arasında, boşanma hiç sevmediği helâldir.” (İbn-i Mâce: 2018)
Talak’ı ifâde eden lafızlar, sarih ve kinaye olmak üzere iki çeşittir.
1) Sarılı talâk : Zâhirî mânâsı itibariyle ancak talâk mânâsını veren lâfızlardır. Bu lâfızlar, talâk, firâk ve serah kelimeleri olup kullandıklarında boşama niyyeti aranmaz. (Bu üç kelimenin tercemesi de aynı hükmü taşırlar).
2) Kinâye talâk : Talâk (boşama) mânâsım verdiği gibi başka mânâya da gelen lâfızlarla olur. «Git,» «Evimden çık» ve «Sen hürsün,» demesi gibi. Kinâyî talâkta niyyet şarttır.
Talâkın Hükmü:
İslâm gerçekçi bir dindir. Yani hükümleri, insan fıtratında var olan gerçekler dikkate alınarak konulmuştur. İnsanı en iyi tanıyan Cenab-ı Hak, bu durumlardan haberdar olduğu için, çekilmez hale gelen evliliklerin son verilmesine müsade etmiştir: “Talâk (boşama) iki keredir. Sonra ya iyilikle geçinmek ya da güzellikle ayrılmak gerekir. (el-Bakara, 2/229). “Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınızda iddetleri vaktinde boşayın, iddeti de sayın..” (et-Talâk, 65/1). Hz. Peygamber de “Allah nezdinde helalin en sevimsiz olanı boşamadır.” buyurmuştur (Ebû Davûd, Talâk, 3).
Bu naslardan da anlaşılacağı gibi talâk caizdir, mübahtır. Ancak, ihtiyaç ve zaruret halinde başvurulması gereken bir çaredir. talakın genel hükmü bu olmakla birlikte, bu hüküm yerine göre değişir. Meselâ, bid’i boşamalar haramdır. Kusuru bulunmayan bir eşi usulüne uygun olarak boşamak mekruh; dindar ve iffetli olmada eşi boşamak mendub; geçimsizlik halinde hakemlerin gerekli bulunduğu boşama farz; sevilmeyen eşin boşanması ise caizdir.