Hanefî mezhebine göre, temettu haccı yapmak üzere umre ihramına girdikten sonra âdet gördüğü için umre tavafını yapamayan ve Arafat’a çıkma zamanına kadar temizlenemeyen kadın, saçını kesmeden umresini kalben iptal eder ve yeni bir niyet ve telbiye (ihrama girenlerin lebbeyk şeklinde başlayan zikir cümlelerini söylemesi) ile hac için ihrama girerek Arafat’a çıkar.
Bu şekilde hareket eden kadın, ifrad haccı yapmış olduğu için şükür kurbanı kesmesi gerekmez. İptal ettiği umreyi haccını tamamladıktan sonra kaza eder. Bundan dolayı da ceza olarak bir dem; küçükbaş hayvan kurban edilmesi gerekir (Mevsılî, el-İhtiyâr, 1/160-161).
Nitekim Hz. Peygamber’in (s.a.s.) Veda Haccı’nda Hz. Âişe (r.a.) Mekke’ye vardıktan sonra umreyi yapmadan âdet olmuştu. Hac zamanına kadar da temizlenemeyeceği için Hz. Peygamber ona, umre ihramını iptal etmesini ve Arafat’a çıkılacağında hac için ihrama girmesini söyledi. Hz. Âişe’ye hacdan sonra yapamadığı umreyi kaza ettirip bir de kurban kestirdi (Buhârî, Hayız, 1, 15 [294, 316]; Müslim, Hac, 111-120 [1211]).
Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre, bu durumdaki bir kadın, umresini iptal etmez, kıran haccına niyet eder ve vakfesini yapmak üzere Arafat’a gider. Arafat dönüşünde hac ve umre niyetiyle bir tavaf ve bir sa’y yapar. Ayrıca kıran haccı için kurban keser (Nevevî, el-Mecmû‘, 7/170-171).