Zimmî, İslâm hakimiyeti altında yaşamak için kendisiyle anlaşma yapılmış olan gayr-ı müslimdir. Böyle bir kimsenin hayatı, namusu, malı ve kendisine ait olan her şeyin korunması İslâm devletine aittir. Zimmîlerle yapılan anlaşma devlet başkanı veya vekili tarafından yürütülür. Bu anlaşma iki şart üzerinde yapılır:
1— Müslüman olmayan kimseler; muamelât hususunda İslâm devletine itaat etmek için taahhütte bulunacaklar.
2— İbadet sayılan zekât, müslümanlardan alındığı gibi, gayr-ı müslimlerin de cizye diye isimlendirilen vergiyi ödemeyi kabullenmeleridir.
Buharî’de sabit olduğu gibi el-Muğîre bin Şu’be, Nihâvend savaşında müslüman olmayanlara şöyle dedi: “Yalnız Allah’a ibadet edinceye veya cizye verinceye kadar sizinle savaş etmekle em-r olunduk.”
Anlaşma yapıldığı takdirde hiç bir suretle kendilerine dokunulmaz.
Hz. Ali buyuruyor ki: “Gayr-ı müslimlerin cizye vermelerinden gaye, can ve mallarının bizim can ve malımız gibi masum olmasıdır.”
Müslümanlara tatbik edilen kanun ve nizam, iki yönden gayr-ı müslimlere de tatbik edilecektir.
1— Ekonomi ve mali işlerde müslümanlara tatbik edilen kanun gayr-ı müslimlere de tatbik edilir. Meselâ: Ribâ müslümanlar için yasak olduğu gibi gayr-ı müslimler için de yasaktır.
2— Müslümanlara uygulanan ceza, gayr-ı müslimlere de uygulanır. Fakat inanç, ibadet, evlenme ve boşanma gibi hallerde tama-miyle serbesttirler.