Yatıp uyuyacağınız zaman kandillerini söndürünüz. Kapıları kapayınız. Kırbaların ağzını bağlayınız. Yenecek, içilecek maddelerin üstünü, koyacağınız bir ağaç parçasiyle de olsa, örtünüz.”
İZÂHI
Hazret-i Resûl-i Ekrem cana, mala ve sıhhaıte zarar verebilecek bâzı hususlarda tedbirli olmayı tavsiye buyuru} zorlar.
Bunlardan biri, uyunacak vakit mum, yağ, çıra gibi *ziyâ. veren ateşli maddeleri söndürmek. Bunları yatarken söndürmemek hem israf dır, hem de tehlikelidir. Bu maddeler iştiâl ederek veya herhangi bir sûretle, ateş etrâfa yayılarak büyük bir ;yangma sebebiyet verebilir, Medine’de bir ev, içindekilerle birlikte yanmışt a. Hazret-i Peygamber bunu haber alınca, “Ateş düşmandır,, yatarken ateşi söndürünüz.” buyurmuşlardır ki, o hadîs-i şerîfde îzah etmiştik.
İkincisi, kapıları kapamak. Kapanmaması hâ linde ı nuzır hayvan veya insan girerek mal ve cana zarar verebilir. Üçücüsü, su kırbalarının ağzını bağlamak. Bağlar ımazsa toz ve toprak ve haşere girer ve suyu sıhhate muzır bir hale getirir. Dördüncüsü, yenecek ve içilecek maddelerin —velev tahta par-çasiyle — üzerleri örtülmesi. Tencere, tabak, sahan gibi yemek, testi, sürâhi, bardak ve küp gibi su kabları kapanmazsa, toz ve toprak veya haşerat düşerek yemek ve «uyu ifsâd eder.
Aklen ve bittecrübe bunlar malûm tedbirler ise de, insanlar ihmâlci olduğundan, Resûl-i Ekrem,, dikkat tavsiye ve tenbih buyurmuş oluyorlar.
Görülüyor ki, İslâmiyet ihtimalleri de nazara alarak nezâfete büyük ehemmiyet vermektedir. Müslümanların bâzılan ehemmiyet vermiyorlarsa, kabahat müslüman olmalarında değil cehâlet ve idrâksizliklerindedir.